Katıldığı bir programda konuşan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un “Vasfını yitirmiş tüm alanlarda tespit çalışmalarını tamamlayacağız. Tapu sorununu çözmek için adımları atacağız. Mülkiyet hakları şimdiden hayırlı uğurlu olsun. 5 milyon vatandaş tapularına kavuşacak” açıklamalarına yanıt veren Kırsal Çevre ve Ormancılık Sorunları Araştırma Derneği Başkanı Salih Usta, “Bakan Murat Kurum’un kendi beceriksizliklerinin ilanı anlamına gelen açıklaması, orman yağmasından nemalanmaya çalışan kesimlere şirin görünme amacı taşımaktadır. Dilimiz döndüğünce gerçekleri anlatmaya devam edeceğiz ve ormanlarımızın talanına izin vermeyeceğiz” dedi.Usta, yaptığı açıklamada yaklaşık elli yılı aşkın bir süredir Türkiye gündeminde olan 2B konusunun AKP iktidarının yeniden müjde gibi söylemlerle gündeme getirdiğini anımsatarak “2B, 6831 sayılı Orman Kanunu’nun 2. maddesi B bendi için kullanılan bir kısaltmadır. Türkiye’yi yakın geçmişte yönetmiş ve günümüzde yönetmeye devam eden siyasal iktidarlar tarafından bu tabir, ‘orman vasfını yitirmiş araziler’ için genel bir ifade olarak kullanılageldi. Böylesi bir tanımlama, mevzuatta (Anayasa, yasalar, yönetmelikler vd.) yer alan ifadelerin bilinçli olarak ve tamamen çarpıtılması anlamına geliyor” diye konuştu.
Usta, özetle şunları söyledi:“Mevzuata göre 31.12.1981 tarihinden sonra orman niteliğini kaybetmiş yerlerde 2B uygulaması asla söz konusu değildir. Bu nedenle ‘her talan edilen ve orman niteliği kaybettirilen yer’, bu doğrultuda Anayasa’da bir değişiklik yapılmadığı sürece 2B’ye konu olamaz. Ancak kamuoyunda ‘her orman niteliğini kaybeden yer 2B’dir’ gibi yanlış bir algı oluşturuldu. ‘Orman niteliğini tam olarak kaybetmiş yerler’in bir daha geri kazanılamayacağına ve ıslah edilemeyeceğine ilişkin bir gönderme bulunmuyor. Tam tersine, bu gibi yerler çeşitli amaçlarla ve bu arada da ormancılık yönünden ‘geri kazanılabilir’ veya ‘ıslah edilebilir’ arazilerdir. Ülkemizde “orman vasfını kaybetme” süreci de tümüyle insan eliyle geçekleşmiştir. Tarım, hayvancılık, yerleşme vb amaçlarla ormanlar yok edilmiştir. AKP, 2000’li yıllardan itibaren de bu arazilerin herkese satılabilmesini istiyor. Dönemin Orman Bakanı Osman Pepe tarafından 2B arazilerinin satışıyla 25 milyar Dolar gelir elde edileceği iddia edilmiş, daha doğrusu müjdelenmiştir. 2012 yılından beri de bu araziler satılmaya başlanmıştır. 2003 yılında 473 bin hektar 2B arazisi bulunduğu duyurulmuştur. Son verilere göre bu rakam 662 bin hektardır. Kamuoyuyla kaç hektar 2B arazisinin satıldığına ve ne kadar gelir (!) elde edildiğine ilişkin hiçbir bilgi paylaşılmamıştır. 25 milyar dolar gibi rakamlar telaffuz edildiğiyle kalmıştır.”
Şimdiye kadar satışı gerçekleşen 2B arazilerinin tamamına yakının İstanbul, İzmir, Antalya gibi kıyı bölgelerinde ve büyük kent yakınlarında, rantı yüksek bölgelerde gerçekleştiğini söyleyen usta “Bu bölgelerde 2B arazileri birkaç kez el değiştirmiş ve amaç dışı kullanımlara (turizm, yapılaşma vb.) konu olmuştur. Mülkiyet belirsizliği nedeniyle bu tür arazilerin değeri düşmekte ve büyük yatırımcılar tarafından ucuza kapatılmaktadır. Rantı yüksek olmayan yerlerde ise satılamamaktadır. Zaten 2B arazilerinin “herkese” satılabilmesinin asıl amacı da büyük sermayenin, ucuza toprak sahibi olabilmesini sağlamaktır” dedi.
Usta, sözlerini özetle şöyle noktaladı:“2B arazilerinin kanunda belirtilen amaçlar dışında kullanılıp kullanılmadığı denetlenmemektedir. Bu nedenle 2B arazileri hızla yapılaşmakta, büyük rantlara konu olmaktadır. Sonuç olarak 2B uygulaması, orman yağmasının meşrulaştırılmasından, yasal kılıflara sokulmasından başka bir anlam taşımamaktadır. Murat Kurum tarafından durup dururken (!) yapılan açıklama manidardır. Siyasal iktidarın derdi, Anayasa’yı ormanlarımızı koruyucu hükümlerden arındırmaktır. Bakan Murat Kurum’un kendi beceriksizliklerinin ilanı anlamına gelen açıklaması, orman yağmasından nemalanmaya çalışan kesimlere şirin görünme amacı taşımaktadır. Anayasal yükümlülük olarak belirlenen “ormanların korunması ve geliştirilmesi”, siyasal iktidarın umurunda bile değildir. Bu tür yükümlülükleri, ellerini bağlayan bir engel olarak gören siyasal iktidar, ülkemizin bütün yeraltı ve yerüstü varlıklarını satmak, daha doğrusu yandaşlarına peşkeş çekmek derdindedir. Bu arada kamuoyunda “devlete gelir elde ediyoruz” algısı yaratmaktan da geri durulmamaktadır. Bakan Kurum’un açıklaması, böylesi bir çıkar ağından beklentisi olanlar için, elbette müjdeli bir haber niteliği taşır. Biz de dilimiz döndüğünce gerçekleri anlatmaya devam edeceğiz ve ormanlarımızın talanına izin vermeyeceğiz.”