İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.Tugay, “Bugün 1030 civarında çalışanla yollarımız ayırmak için resmi prosedürü hayata geçirmeye başlıyoruz.Eğer Belediye İş Sendikası, belediye ve halkı düşünmeden kendi ekmeklerini kazandığı bu kurumu düşünmeden ısrarla anlayışsız noktada olursa bundan sonra işten çıkarılacak arkadaşlarımızın sorumlusu sendikadır. Biz değiliz. Sendika belli çalışanların yüksek maaş almasına devam ettirmek için bir grup çalışanı feda ettiriyor” dedi.Cemil Tugay, özetle şunları söyledi:
“Şu anda 34 bin 218 toplam çalına sahip. Çalışan arkadaşlarımızı yaklaşık 28 bini işçi, yaklaşık 6 bini memur. Ne zaman personel maliyetinden bahsetsek bize başka illerden bahseden arkadaşlarımız var. Göreve geldiğimden beri tüm yönetim kadrosu ile birlikte yoğun çaba gösterdiğimiz konu tasarruf konusu. Gereksiz ve lüks harcamalarla ilgili uzun zamandır sıkı tedbirler aldık. Özellikle Ocak başından beri vergi ve SGK kesintilerinden beri hakikatten temel hizmetleri ve sosyal yardımları kısmayarak diğer her türlü şeyden tasarruf ederek çalışmaya devam diyoruz. Bu bir eleştiri konusu olabilir ancak; Temmuz ayında hazineden ve iller bankasından gelen gelirimiz 3 milyar 800 milyonluk bir kalemdi. Temmuz ayında ödeyeceğimiz maaşlar 3,5 milyar TL. 850 milyonu da memurlara ve kadrolu işçilere verilecek. Bütçe en çıplak hali ile bu.Sendika ile olan anlaşmazlık döneminde ‘birbirimiz ile çekişme halindeyiz, bu işin kazanını-kaybedeni var’ gibi tartışmalar var. Bazı insanlar bana kazandığımı söylediler ancak ben böyle görmüyorum. Hepimiz aynı taraftayız . Hepimiz halka hizmet etmeye çalışan kamu tarafıyız. Sendikalar da kendi görevlerini yapmaya çalıştılar. Çalışanların haklarını kendi gördükleri pencereden savunmaya çalıştılar. Yapılan bazı yorumlar gerçekten beni üzdü. Çalışanlarımızın haklarını ellerinden almak için yola çıkmış bir belediye başkanı değilim. Onların haklarına sonsuz saygım var. Bu anlaşmazlık döneminin bir kamu çalışanı düşmanlığına dönüşmesini kesinlikle kabul etmiyorum. Hepimizin arkadaşlarımızın çalışmasına ihtiyacımız var.
Bizler sosyal demokrat insanlarız. Emek harcayan çalışan insanların çalışmalarını belli bir güvence altında sürdürmesini elbette savunuyoruz. Sendikalar da bizim için demokratik toplum yapısının vazgeçilmezidir. Sendika düşmanlığını da kesinlikle kabul etmiyorum. Hepimizin yüzleşmesi gereken sorunlar var. Burada kamu görevlilerinin de sendikaların da bazı çalışan arkadaşlarımızın da hataları var. Herkesin hataları ile yüzleşme zamanı ve bunları düzeltmek için orta çaba içinde olma zamanı.
2019 yılında Sayın Kocaoğlu görevi bıraktığında 26 bin 500 civarında çalışan vardı. 2024’te ben devraldığımda 37 bin 700 çalışan vardı. O günden bugüne bazı personel hareketlilikleri yaşandı. Ben, sendika yöneticileri ve basında bazı açıklamalar yapan kişilerce ‘personel aldın’ diye suçlandım. Bazı pozisyonlar var, oralarda personel eksiği ile hizmet edebilmeniz mümkün değil. Benim kent yönetimi vizyonu çerçevesinde kabul edemediğim park-bahçeler, yol tamiri gibi konularda personel eksikliğini kabul edebilmemiz mümkün değil. Otobüs şoförü azalınca yeni personel almak zorundasınız. Hizmet eksiği olmaması adına elbette alım yaptık. 37 bin 700 personelle aldığım belediye 34 bin 218 çalışana sahip.Bizim iki ayrı sendikamız var farklı şirketlerimizde. Geçen dönem anlaşamadığımız neden talep edilen ücretlerin düşük olması değil. Belediye İş ile seçimden 5 gün önce benden önceki başkan tarafından yapılmış olan günün gerçeklerinin çok üstünde artışları öngören sözleşme oldu. Oradaki artışı biz de istiyoruz dediler. Söylemlerinde yaygın olarak eşit işe eşit ücret söylemi vardı. Bunun nedeni diğer sendikaya bağlı olan çalışanların yüksek ücret almasıydı. Biz 6 ayıdır sürecin bu noktaya gitmemesi için yoğun çaba gösterdik. Genel İş Sendikası yöneticilerine bu rakama imza atamayacağımızı atarsak yükün altından kalkamayacağımızı anlatmaya çalıştık. Bu esnada sendika temsilcilerini hem İzmir şube yöneticileri hem de genel başkanına ayrı ayrı gittik. Bahsedilen artışların belediye bütçesini aşırı zorladığını hem de diğer sendika temsilcileri bunu istediği için bizi anlaşmazlığa götürüyor dedik. Siz bu durumu anlamak zorundasınız dedik. Ancak ne İzmir şube yöneticileri ne genel başkanlarından olumlu cevap alamadık. Hukuk yolu ile hakkımız aradık dava devam ediyor.
Bizden önce imzalanmış olan artışın günün şartlarına uygun olmadığını ve güncellenmesi gerektiğini söyleyerek dava açtık. Ancak bu tür konularda mahkemeler müdahil olmuyor. Bu nedenle beklediğimiz sonucu alacağımıza umuyorum. Bu durumu düzeltmezseniz üyeniz olan bazı çalışanlarla yolumuzu ayırmak zorunda kalacağız dedik sendika temsilcilerine. Şu ana kadar olumlu dönüş yapan olmadı. İlgili iş yasasından aldığımız mevzuat hakkı ile yasal hakkımız kullandık. 1 ay öncesinden bildirimde bulunduk, şirket yönetim kurulları kararlar aldı. Bugün 1030 civarında çalışanla yollarımız ayırmak için resmi prosedürü hayata geçirmeye başlıyoruz.
Eğer Belediye İş Sendikası, belediye ve halkı düşünmeden kendi ekmeklerini kazandığı bu kurumu düşünmeden ısrarla anlayışsız noktada olursa bundan sonra işten çıkarılacak arkadaşlarımızın sorumlusu sendikadır. Biz değiliz. Sendika belli çalışanların yüksek maaş almasına devam ettirmek için bir grup çalışanı feda ettiriyor. Arkadaşlar işlerine devam etsin istiyorlarsa anormal ücret artışını durdurmaları ve sorumlu tutum içine girmeleri gerekiyor. Bunu yapmazlarsa onların yüzünden bazı çalışanlarımız işlerini kaybetmek zorunda kalacaklar. Çaresiz kaldığımız için bazı çalışanlarımızın işine son vermek zorunda kalacağız.
Belediye İş’e bağlı kurumlarda düşük maaşlar şu an 80 bin TL civarında. Eylül ayından itibaren 130 binli rakamlara erişecek. İşveren maliyeti şu an 140 bin iken zamdan sora 185 bin civarı rakamlara gelecek. Bunu kurum olarak kaldırabilmemiz mümkün değil. Ben ve arkadaşlarımız büyük üzüntüler yaşayarak bu süreci yaşıyoruz. Ancak sendika sorumluluğu almak zorunda.Dün Belediye İş Sendikası başkanı ‘önce bankamatikleri işten çıkarsın’ demiş. Benim bildiğim belediyede bankamatik yok. Benim bilmediğim biri varsa belirtsin hemen bugün çıkarayım. Böyle anlamsız iftira, nitelikli suçlama olmaz. Böyle sorumluluktan kurtulamazlar. Diğer işçi arkadaşları mağdur ederek Türkiye’de alınmayan maaşları alıp kimseyi mağdur edemezler. Seçimden 5 gün önce yapılmış sorumsuzluğun sonucudur.
Belediye başkanı bundan sonra kimsenin alımına karışmayacak. Bölümün sorumlusu olan arkadaşlarımız ve onlara eşlik edecek komisyonun değerlendirmesi ile alınacak. Arka planda bu süreci denetleyecek bir halk komitesi kuracağım. Kamuda deneyimi olan, insan kaynakları deneyimi olan bir havuz oluşturacağız ve halkımıza ilan edeceğiz. Orada tamamen kura ile seçeceğimiz bir kurul İzBB’nin istihdam kurulunu verdiği kararı denetleyecek ve bana raporlayacak. Herhangi bir yerde yanlış görüldüğünde ben müdahale edeceğim. Bundan sonra böyle bir dönemi başlatıyoruz. Bunun örnek olmasını diliyorum. Başka türlü bu yanlışlardan kurtulamayacağız. Bundan sonra yapılan her harcama halk ile paylaşılacak.”