DİSK, Kadına yönelik şiddet son bulsun diye, İstanbul Sözleşmesi’ne sahip çıkmak için ve işyerlerinde şiddet ve tacize karşı Uluslararası Çalışma Örgütü ILO’nun 190 sayılı sözleşmesinin onaylanması için greve çıkma kararı aldı. DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, 7 Mart Kadın Grevi gündemiyle Türkan Saylan kültür merkezi önünde basın açıklaması yaptı.
DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, kadınların eşitlik ve adalet mücadelesinde yeni bir adım attığını söyledi. Türkiye’nin dört bir yanında kadınların, 7 Mart’ta iş yerlerinde, evlerinde, sokaklarda ve meydanlarda bir araya gelerek kadın grevi gerçekleştireceğini duyurdu.
Kadınların ekonomik ve toplumsal hayatta giderek daha fazla mağdur edildiğini belirten Çerkezoğlu, “Bizi yoksulluğa, güvencesizliğe ve şiddete mahkûm eden bu düzene karşı itirazımızı yükseltiyoruz” dedi. Kadınlar, eşit işe eşit ücret, kadına yönelik şiddetin son bulması, İstanbul Sözleşmesi’nin ve 190 sayılı ILO sözleşmesinin yeniden yürürlüğe girmesi ve kadın emeğinin görünür kılınması talepleriyle meydanlarda olacak.
Kadınların tarih boyunca haklarını kazanmak için mücadele ettiğini hatırlatan Çerkezoğlu, Türkiye’deki ilk kadın grevinin 1910 yılında Bursa ve Bilecik’te çalışan ipek işçisi kadınlar tarafından gerçekleştirildiğini söyledi. Çalışma saatlerinin kısaltılması, ücretlerin artırılması ve öğle molası hakkı için mücadele eden kadınların, bugün de aynı kararlılıkla direndiğini belirtti.
Kadınların üretimden çekilerek hayatı durduracağını vurgulayan Çerkezoğlu, “Taleplerimiz karşılanana kadar mücadelemizi sürdüreceğiz” dedi. Tüm emekçi kadınları haklarına sahip çıkmaya ve sendikalı olmaya davet eden Çerkezoğlu, “Omuz omuza vererek dayanışmayı büyütelim, mücadelemizi hep birlikte sürdürelim” çağrısında bulundu.
İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanmasına ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğine karşı mücadele çağrısı yapılan basın açıklamasını DİSK 3 Nolu Şube komisyonundan Mine Bilir okudu.
Mine Bilir, kadınların emeğinin karşılıksız bırakıldığını, güvencesiz çalışma koşullarına mahkûm edildiğini ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin derinleştiğini vurgulayan Bilen, kadın cinayetleri ve şiddetin arttığını, İstanbul Sözleşmesi’nin feshedildiğini ve hayat pahalılığı ile kadın yoksulluğunun katlanarak büyüdüğünü söyledi.
Kadınların çalışma hayatında ayrımcılığa uğradığını belirten Bilen, “Sadece kadın olduğumuz için erkeklerle eşdeğer işleri yapmamıza rağmen daha düşük ücret alıyoruz. Çalışma hayatında cinsiyet, ücret ve inanç ayrımcılığına karşı grevdeyiz! Eşit işe eşit ücret istiyoruz” dedi.
Bilir, şiddetsiz ve tacizsiz işyerleri istediklerini belirterek, “ILO’nun 190 sayılı Şiddet ve Taciz Sözleşmesi hâlâ onaylanmadı. Hükümetin, işyerlerinde kadınların güvende olması için derhal bu sözleşmeyi onaylaması gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Kadınların üzerindeki bakım yükünün hafifletilmesi gerektiğini vurgulayan Bilir, “Kadınları eve hapsetmeyi hedefleyen politikalara karşıyız. Doğum teşviki yerine nitelikli, kamusal ve ücretsiz kreşler istiyoruz. Gebelik izni değil, ebeveynlik izni talep ediyoruz” dedi.
Kadınların hakları için meydanlarda olacağını vurgulayan Bilen, taleplerini şu şekilde sıraladı:
İstanbul Sözleşmesi’nin fesih kararından vazgeçilerek yeniden uygulanması, ILO 190 sayılı Şiddet ve Taciz Sözleşmesi’nin onaylanması, ladın cinayetlerinde ve toplumsal cinsiyet temelli suçlarda cezasızlık politikalarına son verilmesi, Kadınların bakım yükünü azaltacak sosyal politikaların hayata geçirilmesi, eşit işe eşit ücret ilkesinin uygulanması ve denetlenmesi, tam zamanlı ve güvenceli kadın istihdamı olanaklarının artırılması, kadınların karar mekanizmalarında eşit temsiliyetinin sağlanması.
Bilir, “Kadınlar olarak emeğimize sahip çıkıyoruz. Yaptığımız iş her ne olursa olsun bırakıp alanları, sokakları ve meydanları dolduruyoruz” diyerek 7 Mart’ta greve çıkacaklarını duyurdu.