İzmir’de Koruma Alanları, Doğa Tescillendi!

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Resmi Gazete’nin 2 Mart 2025 tarihli sayısında yayımlanan karara göre, İzmir’in Buca, Karaburun ve Çeşme ilçelerindeki bazı bölgeler koruma alanı olarak ilan edilmiştir. Bu karar, doğanın korunması ve sürdürülebilir kullanım amacıyla alınmış önemli bir adımdır.

ÇEŞME’DE DOĞAL SİT ALANI
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na bağlı Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü’nün kararına göre, Çeşme’ye bağlı Reisdere Mahallesi sınırları içerisinde yer alan Kermeyanyalısı Mevkii Doğal Sit Alanı olarak tescillenmiştir. Bu alan, “Doğal Sit – Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanı” olarak belirlenmiş olup, bölgedeki doğal yapının korunmasını ve sürdürülebilir bir şekilde kullanılmasını hedeflemektedir. Bu karar, yerel ekosistemlerin korunması için önemli bir fırsat sunmaktadır.

KARABURUN’DA MAĞARA KORUMA TESCİLİ
Karaburun ilçesine bağlı Bozköy Mahallesi’nde bulunan 160 ada 1 parsel sınırları içindeki Peynirini Mağarası, “Mağara Koruma Alanı” olarak belirlenmiştir. İzmir 2 Numaralı Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Komisyonu tarafından alınan bu karar onaylanmış, böylece mağara, tabiat varlığı olarak tescil edilmiştir. Bu tescil, bölgedeki doğal ve tarihi değerlerin korunması açısından büyük önem taşımaktadır.

KIRKLAR’DAKİ O BÖLGE DE KORUMA ALTINA ALINDI
Buca’ya bağlı Kırklar Köyü için de koruma kararı alınmıştır. Köy sınırları içinde yer alan İnilmezini Mağarası, “Mağara Koruma Alanı” olarak belirlenmiştir. Bu kararla birlikte, koruma alanı olarak belirlenen mağara tabiat varlığı olarak tescillenmiştir. Böylece Kırklar Köyü de, doğanın korunması ve sürdürülebilir kullanımına yönelik önemli adımlar atılmış bir bölge olarak değerlendirilmiştir.

Genel olarak, bu kararların alınmasıyla birlikte, İzmir’in bu üç ilçesinde bulunan doğal değerlerin korunmasına yönelik atılan adımlar, yerel ekosistemlerin sağlıklı bir şekilde devam etmesine katkıda bulunacaktır. Sürdürülebilir koruma ve kontrollü kullanım çerçevesinde yapılan bu tesciller, hem bölgenin doğal zenginliklerinin korunmasını sağlayacak hem de gelecek nesillere aktarılmasını mümkün kılacaktır.

İzmir’deki bu gelişmelerin, sürdürülebilir yaşam alanlarının oluşturulması ve biyoçeşitliliğin korunması açısından çok kıymetli olduğu aşikardır. Bu durumda, bölgedeki yerel yönetimler ile çevre koruma alanında çalışan sivil toplum kuruluşlarının iş birliği, bu alanların daha etkin bir şekilde korunmasını sağlayabilecektir.