Haftaya iş telaşı ile başlamıştık. Okulların açıldığı ilk gün ve haftalık yoğun programın arasında, bir anda telefonlarımıza bir son dakika haberi düşmüştü. İzmir’in Balçova ilçesinde bir polis karakoluna silahlı saldırı gerçekleşmiş, iki şehidimizin olduğu bilgisi karşısında derin bir şok yaşamıştık. Balçova’nın tarihi boyunca böyle bir terör olayı ile karşılaşmadığını düşünerek, olup biteni anlamaya çalıştık. Tam o sırada, telefonum acı acı çalmaya başladı. Ancak aldığım kötü haber, Şehidimizin Urla’da yaşayan, efendiliği ve saygılı tavırları ile tanınan Polis Memuru Hasan AKIN olduğunu duyduğumda, aklım başımdan gitti. Urla’ya sabah saatlerinde büyük bir acı düşmüştü…
Şehidimiz Hasan AKIN’ın eşi bir öğretmendi. Yeni doğum izninden dönmüş ve okulların açıldığı ilk günde Urla İmam Hatip Ortaokulu’ndaki görevine başlamıştı. Eşinin daha ilk ders zili çalmadan hayatını kaybedeceğini düşünemezdi. İkisi de hayatlarının baharında kariyerlerini elde etmişken, dünyalar güzeli iki kız çocukları vardı. Üstelik, bu çocuklardan birisi henüz dokuz aylık ve babasız kalmıştı. Bu durum yüreklerimizi daha fazla acıttı ve toplumsal bir travmaya dönüşebilecek nitelikteydi.
Olayın ardından, Şehidimizin evine gittik. Urla Kuşçular’daki evinde, İlçe Kaymakamı Sayın Mustafa GÖZLET, Şehidimizin babasını teselli etmeye çalışıyordu, ancak yaşadığı acı yüzüne yansımıştı. Evin içerisinde yükselen feryatlar, insanların derin bir üzüntü içinde olduğunu gösteriyordu. İlçe Emniyet Müdürümüz Sayın İsmail DUMAN’ın çaresizliği dikkatimi çekti. Soğukkanlı, fakat başı önde; yaşadığı acı hissettiriyordu. Şehitlerinin cenaze işlemlerini organize ederken, acı, öfke ve çaresizlik arasında metanetini korumaya çalışıyordu. Emniyet Teşkilatının neredeyse tamamı evde bulunuyor, fakat yüzlerde görülen kırgınlık ve kızgınlık gözlemleniyordu.
Polis olmak, Türkiye’de özellikle zor bir meslek dalı. Bu meslek grubundaki bireylerin yaptığı işin maddi olarak karşılığının olması imkansız. Gece dönüşünüzün garantisinin olmadığı bir mesleği icra ediyorsunuz. Birçok elemeden geçtikten sonra mesleğinizi kazanıyorsunuz ve yıllarca tecrübe biriktiriyorsunuz. Sonra bir anda, sıradan bir olayda 16 yaşındaki birisinin silahını alıp karakol bahçesine ateş açtığını duyuyorsunuz ve şehit oluyorsunuz. Bu durumun yanı sıra polislerin toplumda en çok yaşadığı sorunlardan biri, “Sen benim kim olduğumu biliyor musun?” şeklindeki söylemlerle karşılaşmalarıdır. Bu davranışlar, toplum olarak Emniyet Teşkilatına karşı yeterince saygı göstermediğimizi göstermektedir.
Peki, ne yazık ki, vurma ve müdahale emirleri çok kısıtlı. Gözaltına alırken bile birçok işlem yapmak zorundalar. Vatandaşa dokunmalarının yasak olduğu bir düzen içerisinde, her şeyi polisten çözmesini bekliyoruz. Çözemezlerse hemen eleştiri yağmuruna tutuyoruz. Oysa ki Devletimizin temel taşlarından olan Emniyet Teşkilatımıza, can güvenliği, mal güvenliği ve toplum güvenliği gibi önemli görevlerin emanet edildiğini unutmamalıyız. Rabbim, onlara daha fazla acı yaşatmasın.
Urla İlçe Emniyet Müdürlüğü’nün özverili çalışmaları sayesinde, Urla Protokol Camii’nde Şehidimize yakışan bir cenaze töreni düzenlendi. Her ayrıntı titizlikle ele alındı ve müthiş bir disiplinle Şehidimiz ebedi yolculuğuna uğurlandı. Rabbim, mekanını cennet eylesin ve geride kalan