Arif Çayan’ın kaleme aldığı yazıda, Chağır’ın sözleri üzerinden verilen mesaj oldukça keskin ve anlamlı bir içeriğe sahipti. Yazar, “Kişiler geçici, partinin ilkeleri kalıcıdır” ifadesini öne çıkararak, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) içindeki mevcut sorunları sorguluyor. İzmir’in sokaklarında yankılanan bu mesaj, son dönemde partinin ön cephesinde bulunan bazı isimlerin ilke ve değerleri birer pazarlık unsuru haline getirdiği gerçeğine işaret ediyor. Bu tür bir anlayışın, partinin en güçlü olduğu şehirde bile halkla arasına bir duvar örmeye başladığını ifade ediyor.
İzmir’de CHP’nin ruhu, bir zamanlar güçlü ve dinamikti; il başkanından mahalle temsilcilerine kadar herkes aynı heyecanı ve aynı motivasyonu taşıyordu. Ancak günümüzde bu ruhun sanki bittiği veya küstüğü gözlemleniyor. Üst kademelerdeki kişiler, alt kademelerdeki örgüt üyelerinin sesini duymuyor ve bu durum partinin sağlıklı işleyişini tehdit etmeye başlıyor. Sadece bir paylaşım değil, aynı zamanda bir uyarı ve isyan niteliği taşıyan Eşref Çakır’ın durumuna dikkat çekiliyor. Çakır, gerçek sosyal demokratların makam peşinde değil, mücadele peşinde koşması gerektiği mesajını veriyor.
CHP’nin tarihi, makam uğruna eğilenlerin değil, mücadele eden ve bedel ödeyenlerin tarihidir. Eğer günümüzde “makam” kelimesi “mücadele”nin önüne geçiyorsa, bu durum partinin ruhundaki bir çürümenin göstergesi olmalı. Çakır’ın da belirttiği gibi, “Gerçek bir sosyal demokrat, makam değil, mücadeleye hizmet eder.” Bu ifade yalnızca CHP için değil, genel olarak Türk siyaseti için de bir dönüm noktası olma özelliği taşıyor. Toplum artık kimin ne dediğinden çok, kimin neyi yaşattığına odaklanıyor. Bu bağlamda, partinin özünü anlamanın ve yaşatmanın temel olduğunu vurguluyor.
Partinin ruhunun hala orada olduğunu ve bunu hissetmeleri gerektiğini belirten Çayan, CHP İzmir’in yıllardır süregelen birikiminin birkaç kişi veya çıkar grubunun tekelinde olmadığına dikkat çekiyor. Bu parti, Atatürk’ün kurduğu bir partidir ve kişisel hesaplarla değil, halkın sesiyle ortaya konulmalıdır. Eşref Çakır’ın isyanı, partiyi yeniden silkelenmeye davet eden bir çağrıdır. Belki de bu çağrı, “uyan İzmir” mesajını taşıyor; yeniden birlik ve beraberlikle, halkın sesini duyarak hareket etmeyi teşvik ediyor.
Sonuç olarak, CHP’nin geleceği, geçmişteki değerlere ve ilkelere sahip çıkmakla mümkündür. Parti içindeki iletişim eksikliğini gidermek ve tabanın sesini duyurmak adına atılacak adımlar, CHP’nin yeniden güçlü ve etkili bir yapı haline gelmesine yardımcı olacaktır. Bu noktada Eşref Çakır’ın durumu, sadece bir bireysel isyan olmaktan öte, partinin ruhunu yeniden canlandırma ve halkla olan ilişkisini güçlendirme çabasının bir sembolüdür. Eğer bu sinyal iyi anlaşılır ve gereken adımlar atılırsa, CHP İzmir, eski günlerindeki gücüne yeniden kavuşabilir.
1
Türkiye’de Şirketler Konkordato Çözümüne Yöneldi: İflas Tehlikesiyle Karşı Karşıya Kalan Şirketler İçin Nefes Alma Molası!
2664 kez okundu
2
Bakan Şimşek: Programımız işliyor, finansal göstergeler iyileşiyor!
2657 kez okundu
3
Bir Tebessüm Olun Topluluk Öncüsü Başkanı Zübeyde Aksoy, Halkın Sesi Can Radyo’da Şiraze Programına Konuk Oldu
2644 kez okundu
4
İzmir ZF Lemförder Fabrikası İşçilerinden Eylem!
2631 kez okundu
5
Basın Meclisi’nde gündem belediyelerin tasarruf tedbirleri!
2629 kez okundu