02 Aralık 2025 Salı
Manavgat Belediyesi’nin önceki dönemine ilişkin gerçekleştirilen bir operasyon, 1 Aralık 2025 tarihli bilirkişi ön inceleme raporuna dayanmaktadır. Bu raporda, “ihaleye fesat karıştırma ve edimin ifasına fesat karıştırma” suçlarının işlendiği tespit edilmiştir. Bu bağlamda, toplamda 49 kişiye yönelik bir operasyon düzenlenmiştir. Söz konusu operasyonda, aralarında halen Manavgat Belediyesi’nde çalışanlar ve geçmişte belediyede görev yapmış olan kişiler de dahil olmak üzere 19 kişi gözaltına alınmıştır.
Bu operasyon, belediyenin yönetimi sırasında yaşanan usulsüzlükler ve yolsuzluk iddiaları üzerine odaklanmıştır. İhalelere müdahale ederek bu süreçleri manipüle etme amacı güden kişilerin tespit edilmesi, kamuoyunda büyük bir yankı uyandırmıştır. Manavgat Belediyesi’nin önceki dönemine ait belgeler ve tanık ifadeleriyle desteklenen bu inceleme, yolsuzlukla mücadele çabalarının bir parçası olarak önem taşımaktadır.
Gözaltına alınan 19 kişi arasında hem aktif çalışanlar hem de eski çalışanların bulunması, iddiaların ciddiyetini artırmaktadır. Bu bireylerin, ihale süreçlerinde nasıl bir rol üstlendiği ve hangi yöntemlerle bu suçların işlendiği konusunda detaylı bir soruşturma süreci başlatılmıştır. Özellikle, Manavgat Belediyesi’nin geçmiş yönetimleri üzerinde yoğunlaşan bu iddialar, yerel yönetimlerin şeffaflığı konusunda yeniden bir tartışma başlatmıştır.
Operasyonun ardından gözaltına alınan kişilerle ilgili hukuki süreçlerin ilerlemesi beklenmektedir. Gözaltı sürecinde elde edilen bilgiler, ilerleyen günlerde açıklığa kavuşacaktır. Bu tür operasyonlar, yerel yönetimlerde yaşanan hukuksuzlukların ve yolsuzlukların önlenmesi açısından kritik bir rol oynamaktadır. Manavgat Belediyesi’nin önceki döneminin tetkik edilmesi, belediye yönetiminin gelecekte daha şeffaf ve hesap verebilir bir yapıya kavuşması adına önem taşımaktadır.
Bu vaka, sadece Manavgat Belediyesi için değil, tüm Türkiye’deki yerel yönetimler için ibret verici niteliktedir. Yolsuzluk ve suistimallere karşı hep birlikte mücadele etme gerekliliği, bu tür olayların üstesinden gelinmesi için elzemdir. Devletin ilgili kurumları ve yerel yönetimler, şeffaflık ve katılımcılık ilkelerine bağlı kalarak, bu tür suçlarla mücadelede daha etkin stratejiler geliştirmek durumundadır.
Sonuç olarak, Manavgat Belediyesi ile ilgili gerçekleştiren bu operasyon, yalnızca belirli bireyleri hedef almakla kalmamış, aynı zamanda yerel yönetimlerdeki yolsuzluklara karşı duruş sergilemenin önemini bir kez daha ortaya koymuştur. Tüm gözler, süreçlerin nasıl ilerleyeceği ve bu süreçlerin kamuoyuna sağlanacak şeffaflıkla nasıl yürütüleceği üzerindedir. Umut ediliyor ki, bu tür olaylar, sosyal adaletin sağlanması adına birer uyarı niteliği taşır ve tüm yerel yönetimler için ders çıkarma fırsatı sunar.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Kabine Toplantısı öncesinde basın mensuplarının Asgari Ücret Tespit Komisyonu hakkında yönlendirdiği soruları yanıtladı. Işıkhan, komisyonun görüşmelerini yakında başlatacaklarını duyurdu. Bu çerçevede, “Asgari ücreti hükümet olarak biz değil, Asgari Ücret Tespit Komisyonumuz belirliyor. İnşallah komisyon en kısa zamanda toplanacak ve çalışmalara başlayacaktır” ifadelerine yer verdi.
Işıkhan, komisyona işçi tarafını temsil eden TÜRK-İŞ‘in katılmamasına ilişkin gelen sorulara da cevap verdi. Bakan, “Asgari Ücret Tespit Komisyonu, sosyal diyaloğun en önemli mekanizmalarından bir tanesidir. Biz masada tüm tarafları görmek istiyoruz” dedi. Bu açıklama, hükümetin, işçi ve işveren tarafları arasında dengeli bir iletişim kurma isteğini ortaya koydu.
Işıkhan, Asgari Ücret Tespit Komisyonu toplantılarında işçi, işveren ve hükümet temsilcilerinin yer almasını sağlamak istediklerinin altını çizdi. “Asgari Ücret Tespit Komisyonu’na ilişkin resmi olarak tüm taraflara; işveren ve işçi konfederasyonlarımıza, yakın zamanda resmi davetimizi göndereceğiz. Masada üç kesimi de görmek istiyoruz” diyerek her kesimin görüşlerinin alınmasının önemini vurguladı.
Son dönemde asgari ücret üzerine yaşanan tartışmalar, toplumsal kesimlerde çeşitli kaygılara yol açtı. Işıkhan, tüm tarafların görüşlerini alarak, adil bir asgari ücret belirlemek için çalışmalarını sürdüreceklerini aktararak, sosyal diyalog atmosferinin tesis edilmesinin önemine dikkat çekti. Bu bağlamda, 2024 yılı içerisinde gerçekleşecek asgari ücret görüşmeleri, kamuoyunun ve işçilerin gündeminde önemli bir yer tutmaktadır.
Asgari Ücret Tespit Komisyonu, işçi, işveren ve hükümet yetkililerinin bir araya gelerek, toplumun ihtiyaçlarına uygun bir asgari ücret tespit etme görevini üstlenmektedir. Geçmişte çeşitli tartışmalara neden olan bu süreçlerin şeffaf bir şekilde yürütülmesi, sosyal adaletin sağlanması adına kritik bir öneme sahiptir. Bu sebeple, Işıkhan’ın, tüm kesimlerin masada yer almasını istemesi ve resmi davet göndermesi, bu sosyal diyaloğun güçlenmesi yönünde atılmış önemli bir adımdır.
Gelecek dönem için belirlenmesi beklenen asgari ücretin, ekonomik koşullar ve piyasa dinamikleri göz önünde bulundurularak oluşturulması gerekmektedir. İşçi ve işveren tarafının ihtiyaçlarının dengelenmesi, Türkiye’nin ekonomisinin sürdürülebilirliği açısından oldukça kritik bir nokta olacaktır. Işıkhan’ın açıklamaları, bu dengeyi oluşturmak için atılacak adımların habercisi olarak değerlendirilmektedir.
MEDYA EGE – İzmir Büyükşehir Belediyesi Yeniden Sinematek, Institut Français iş birliğiyle hazırladığı yılın son film seçkisini izleyicilerle buluşturma heyecanı yaşıyor. “Zamanın Belleğinde Paris” adını taşıyan bu özel seçki, Elhamra Sahnesi‘nde ücretsiz gösterimlerle sinemaseverlerin beğenisine sunulacak. Bu etkinlik, kentin ruhuna dair derinlemesine bir keşif imkanı sağlayarak, izleyicileri Paris’in gizemli ve etkileyici geçmişine doğru bir yolculuğa çıkaracak.
Yelpazesi oldukça geniş olan bu seçki, absürt komedi, bilim kurgu, belgesel ve animasyon gibi farklı türlerden eserleri barındırıyor. Her bir film, Paris’in farklı dönemlerini ve ruh halini yansıtarak izlencenin büyük bir parçasını oluşturuyor. İzleyiciler, bu filmler aracılığıyla şehrin kültürel ve tarihsel birikimini deneyimleme fırsatı bulacak ve Paris’in belleğinde unutulmaz bir yolculuğa çıkacaklar.
SİNEMA KONSERİ VE SÖYLEŞİ DE DÜZENLENİYOR
Etkinlik kapsamında sadece film gösterimlerine değil, aynı zamanda izleyicilere sunulan zengin içeriklere de odaklanılıyor. Stéphane Scharlé’nin katılımıyla gerçekleştirilecek olan sinema konser etkinliği ve söyleşi, bu deneyimi daha da özel kılacak. Scharlé’nin seçkiye eşlik eden özel performansı, katılımcılara farklı bir sanat deneyimi sunarak, etkinliğin duygusal derinliğini artıracak.
PARİS’İN FARKLI DÖNEMLERİNE YOLCULUK
Seçkideki yapımlar, Paris’te haylaz bir çocuğun sokaklardaki maceralarından, sessizliğe bürünmüş bir şehrin hikayesine, Fransa’nın tarih sahnesindeki önemli dönüşümlerden küçük bir çocuğun gizemli soruşturmasına kadar pek çok farklı öyküyü kapsıyor. Bu filmler, izleyicilere Paris’in kültürel zenginliğini ve tarihsel dokusunu çok yönlü bir biçimde aktarmayı hedefliyor. Etkinliğe katılmak isteyen tüm sinemaseverler, Elhamra Sahnesi’ne davet ediliyor ve bu keyifli deneyimi kaçırmamaları öneriliyor.
Programın Detayları
Programın detayları henüz tam olarak açıklanmasa da, izleyicileri bekleyen birçok sürpriz ve unutulmaz an bulunmaktadır. Sinema tutkunları, bu eşsiz seçkide yer alan filmler yoluyla Paris’in karmaşık yapısını ve derin tarihini keşfetme şansına sahip olacaklar. Etkinlik, sadece sinema izlemekle kalmayıp, aynı zamanda sanatsal bir yolculuğa çıkmak isteyenler için de önemli bir fırsat olarak öne çıkıyor.
Sonuç olarak, “Zamanın Belleğinde Paris” adlı film seçkisi, Elhamra Sahnesi’nde izleyicileri beklemekte ve Paris’in simgelerle dolu dünyasını keşfetmelerini sağlamak için kapılarını açmaktadır. Bu eşsiz etkinlik, kültürel bir deneyim arayan herkesi, tarihe ve sanata duyarlı bir bakış açısıyla bir araya getirecek ve sinema ile dolu bir akşam sunacaktır.
“`html
DEM Parti Heyeti, İmralı Adası’na düzenlediği ziyaretle, PKK lideri Abdullah Öcalan ile önemli bir görüşme gerçekleştirmek üzere harekete geçti. Bu heyetin içinde, DEM Parti İstanbul Milletvekili Pervin Buldan, Şanlıurfa Milletvekili Mithat Sancar ve Asrın Hukuk Bürosu avukatlarından Faik Özgür Erol yer aldı. Heyetin amacı, Öcalan ile diyalog ve müzakere ortamını geliştirmek, barış süreci üzerine fikir alışverişinde bulunmak olarak belirtiliyor.
Bu ziyaret, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) kurulan komisyonun Öcalan ile yapmış olduğu görüşmenin ardından gerçekleştirilen ilk temas olarak kayda geçecek. Komisyon, barış ve çözüm sürecinin sağlıklı bir şekilde ilerlemesi için önemli bir rol üstleniyor. Özellikle, komisyonun Öcalan ile yaptığı görüşmenin ardından, DEM Parti Heyeti’nin gerçekleştirdiği bu ziyaret, sosyal ve siyasi dengelerin sağlanmasında kritik bir adım olarak değerlendiriliyor.
DEM Parti Heyeti, Öcalan ile önceki görüşmesini 3 Kasım 2025 tarihinde gerçekleştirmişti. Bu tarihten sonraki ilk buluşma olması sebebiyle, ziyareti takip edenlerin büyük bir merakla beklediği düşünülüyor. Özellikle barış süreci ile ilgili atılacak adımlar ve alınacak kararlar, hem Türkiye’nin iç politikasında hem de bölgesel barışa katkı sağlama hedeflerinde önemli bir belirleyici faktör olma özelliğini taşıyor.
Öcalan ile yapılacak görüşmede, gerek siyasi, gerek sosyal konuların kapsamlı bir şekilde ele alınması bekleniyor. DEM Parti Heyeti, bu görüşme vesilesiyle, toplumsal barışın sağlanmasına yönelik olarak yeni perspektifler geliştirmeyi amaçlıyor. Ziyaretin sonuçları, Türkiye’deki siyasi iklim üzerinde etkili olabilecek birçok unsuru barındırıyor.
Sonuç olarak, DEM Parti’nin İmralı ziyareti, hem parti içindeki dinamikler hem de Türkiye’nin genel siyasi yapılandırması açısından dikkatle izleniyor. Barış, diyalog ve müzakere süreçlerine katkı sağlamayı hedefleyen bu tip temaslar, siyasi aktörlerin söylemlerinin ötesinde, toplumsal bir anlayış oluşturmayı da beraberinde getiriyor. Öcalan ile yapılacak görüşmenin ardından ortaya çıkacak sonuçlar, hem bölgesel barışa katkı sağlayacak hem de Türkiye içindeki toplumsal barışın inşasına yönelik yeni bir adım niteliğinde olacak.
“`
ÖNCÜŞEHİR – Birlik Sağlık Sen Genel Başkanı Ahmet Doğruyol, 1995 yılında hizmete giren Bozyaka Devlet Hastanesi’nin, depreme dayanıksız olduğu gerekçesiyle boşaltılacağını açıkladı. Doğruyol, hastanenin tamamen kapatılmasının bölgedeki sağlık hizmetlerini olumsuz etkileyeceğini belirtti.
Doğruyol, bu kararın yeniden değerlendirilmesi için bir çağrıda bulunarak, Bozyaka’daki hizmetin devam ettirilmesinin önemine vurgu yaptı.
Doğruyol’un açıklaması şu şekilde devam etti:
“İzmir’de 30 yıllık bir hastane boşaltılıyor. 1995 yılında açılan Bozyaka Devlet Hastanesi, deprem riski nedeniyle boşaltılıyor. Özellikle batı ülkelerinde 200-300 yıllık bina kullanılırken, ülkemizde 30 yıllık bir binanın kapatılması düşündürücü.” dedi. “Ülkemizin pek çok köşesinde şehir hastanelerinin açılmasıyla birlikte birçok devlet hastanesi kapatıldı. İzmir’de de Bozyaka Hastanesi bu duruma dahil oldu. Elbette Bozyaka Devlet Hastanesi’nin yenilenmesi önemlidir. Ancak, Bozyaka Hastanesi’nin yenilenmesinden önce depreme dayanıksız olan ve acil boşaltıma karar verilmiş başka hastanelerimiz mevcut. Örneğin, İzmir Eğitim Diş Hastanesi de acilen boşaltılmak zorunda.”
Doğruyol, “Soruyoruz; neden özellikle Bozyaka Hastanesi üzerinde duruyorsunuz? Eğitim Araştırma Hastanesi olmasına rağmen yıllarca doğum, çocuk, kardiyoloji gibi polikliniklerin açılmaması ve şimdi hastanenin bir bölümünde hizmetin devamı için çözümler ararken, hastanenin komple yıkılıp yeniden yapılmasını isteyenlerin çabaları, o bölgede bulunan özel hastanelere rant sağlamak içmonundadır?” sınırlamasını getirdi.
“Bozyaka’nın tamamen yıkılması durumunda, Yeşilyurt Devlet Hastanesi’nin (diğer adıyla Atatürk Eğitim Araştırma Hastanesi) bölgedeki tek hastane olacağını ve bu hastanenin yoğunluğunun vatandaşlara yeterli hizmet veremeyeceğini öngörüyoruz. Bu nedenle, Bozyaka Hastanesi’nin yanındaki R Blok’un hizmet vermeye devam etmesi büyük önem taşımaktadır. En azından bu noktada poliklinik hizmetlerinin ve küçük çaplı görüntüleme ve laboratuvar hizmetlerinin sunulması, vatandaşların sağlık hizmetlerinden mahrum kalmamaları açısından hayati öneme sahip.”
Ahmet Doğruyol, özellikle kış aylarında Yeşilyurt Devlet Hastanesi’nin bölgedeki tüm hastalara yeterli hizmeti sunamayacağını, bu durumun vatandaşları ya özel hastanelere ya da daha uzak olan Şehir Hastanesi’ne yönlendireceğini ifadeleriyle belirtti. “Olasılıklar arasında, vatandaşlarımızın daha çok özel hastanelere yönelim göstermesi muhtemeldir.” dedi.
Doğruyol, “Bozyaka Hastanesi’ne bu kadar yoğunlaşmanın arkasında bazı kişilerin bu hastanenin acilen yıkılmasını istemesi mi yatıyor?” sorusunu gündeme getirdi. Ayrıca Bozyaka’da zemin etüt çalışmalarıyla ilgili haksız yere binanın yıkılması gerekliliğine dair eleştirilerde bulundu. “Zemin etüdü yapmak için binanın yıkılması şart mı?” diye sordu.
Bozyaka Hastanesi’nin yıkılması ve yeniden inşası süresinin en az beş yıl süreceğine dikkat çekerek, bu sürede halkın sağlık hizmetlerine erişimde büyük zorluklarla karşılaşacağını vurguladı.
Sonuç olarak, Bozyaka Hastanesi’ni boşaltma kararının arkasındaki bürokratlara seslenen Doğruyol, amaçlarının vatandaşa en iyi hizmeti sağlamak mı, yoksa farklı hesaplar peşindemi koştuklarına dair bir sorgulama ortaya