08 Aralık 2025 Pazartesi
Foça, son iki gündür sadece bir tartışma yaşamakla kalmayıp, aynı zamanda ciddi bir yönetim krizi ve güven kaybıyla da karşı karşıya. Bu sürecin merkezinde, Foça Belediye Başkanı Saniye Bora Fıçı ile parti içinde uzun süre aktif olan Ömer Babadağ bulunuyor. İki figür arasındaki gerilim, yerel siyaseti derinden etkileyen bir huzursuzluk yaratmış durumda.
Başkan Fıçı, bu krizle ilgili olarak bir basın kuruluşuna yaptığı açıklamada, öne sürülen iddiaları “gerçek dışı” olarak nitelendirdi. Fıçı, “Bunların hepsi yalan, ilçedeydim ayrılmadım, benim il başkanım varken ilçeden ayrılır mıyım!” cümlesini kurarak durumu savunmaya çalıştı. Ancak, bu açıklamanın ardında yatan gerçeklerin ne derece doğru olduğu konusunda birçok soru işareti var. Zira mesele, Fıçı’nın ayrılıp ayrılmadığı değil; hakaret, gerginlik ve güven kaybı gibi ciddi siyasi kavramlarla bağlantılı.
Bunun üzerinde durulması gereken asıl kritik soru, Başkan Fıçı’nın Ömer Babadağ’a gerçekten “Provokasyon yapma! Karakter yoksunu adamı dinlemem, ben burayı terk ediyorum!” sözlerini sarf edip etmediği. Bu mesele, sıradan bir tartışma olmaktan çıkarak kurumsal saygı ve siyasi etik üzerine derin bir tartışmaya dönüşüyor. Foça’nın bugünkü gündemi de tam olarak bunu konuşmakta geçiyor.
Başkan Fıçı’nın bu açıklaması, iddiaları aydınlatmakta yetersiz kalmakla birlikte, toplumu daha fazla sorgulamaya yönlendiriyor. Ömer Babadağ’ın sessizliği değil, açıklamalarındaki netlik dikkat çekiyor. Babadağ, kendi sosyal medya hesabından yaptığı duyuruda, “Kamuoyuna yansıyan söz ve tavırların tamamı doğrudur. Parti tüzüğü ve hukuki yollar çerçevesinde gereğini yapacağım.” diyerek, hem bir yanıt hem de meydan okuma niteliğinde bir beyanat vermiş oldu. Burada Babadağ’ın “Evet, bunlar söylendi ve ben bunların arkasındayım” mesajını verdiği açık bir şekilde anlaşılmaktadır.
Foça halkı, bu durumda kimin doğru söylediğini merak ediyor. Olayın daha da kritik hale gelmesine neden olan bir diğer unsur ise İl Başkanı Çağatay Güç’ün bu gerilimin yaşandığı ortamda da mevcut olması. Eğer İl Başkanı oradaysa, bu olayların gerçekliğini ortaya koymakla yükümlü olan kişi de kendisidir. Ne Başkan Fıçı’nın açıklamaları, ne Babadağ’ın cesur çıkışları, ne de kulislerde dolaşan dedikodular bu tartışmayı sona erdirmeye yeterli olmayacaktır. Gerçek çözüm Çağatay Güç’ten gelecek olan açıklamanın ardından ortaya çıkacaktır.
İlçedeki siyasal atmosfer, gerçeklerin ortaya çıkmasını bekliyor. Foça halkı, artık kelimelerde kaybolmak istemiyor; masallar değil, gerçekler talep ediyor. İhdas edilen bu kriz bir siyasi tartışma değil, kesinlikle bir güven sorunu. Toplum içinde fikir ayrılıkları, tartışmalar, yüksek sesler ve bazen kapı çarpmaları olabilir. Ancak, halkın önünde “Ben bunu demedim!” – “Ben şahidim, dedi!” şeklindeki bir gerilimden kaynaklanan tartışma, özellikle Foça gibi bir ilçeyi içeriden çürüten en önemli unsurlardan birisidir.
Foça halkı, “Biz kime güveneceğiz?” sorusuyla karşı karşıya. Cevap verilmedikçe, sessizlik gökyüzünde büyüyen bir karabulut haline gelecektir. Bu sessizlik, güvensizliğin yerleşmesine neden olup, bu durum da zamanla yaşanan güvensizlik halkı içinde yayılarak bir toplumsal krize sebep olacaktır.
Sonuç olarak, Foça’nın bu sorulara acilen bir cevap bulması gerekiyor. Başkan Fıçı, o sözü gerçekten söyledi mi? Babadağ, doğru mu söylüyor? İl Başkanı tanık mı? Bu soruların cevapsız kalması, Foça’nın yarasının hiç kapanmamasına