Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, kurultaylarına dair açılan davanın süreci ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Yavaş, mahkemenin görevsizlik kararına yapılan itiraz sürecinin beklenmesi sebebiyle duruşmanın 8 Eylül’e ertelendiğini belirtti. Ancak Yavaş, davanın en başından itibaren reddedilmesi gerektiğini savunarak, siyasi partilerin iç işleyişinin Anayasa ve Siyasi Partiler Kanunu’nun açık hükümleriyle güvence altına alındığına dikkat çekti. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın denetimi ve Yüksek Seçim Kurulu’nun yetkilerinin tartışmasız olduğunu vurguladı.
Yavaş, açıklamalarında yargı süreçlerinin yurttaşların adalet duygusunu zedelememesi gerektiğini tekrarlayarak, şu şekilde devam etti: “Adalet duygusunu zedeleyen bu davaların, yurttaşlarımızın gerçek sorunlarını perdelemesine asla izin verilemez. Ekonomik kriz ve adalet sistemindeki çürüme, yalnızca partimizin değil, tüm muhalefetin ve halkın ortak sorunudur.” Bu bağlamda, mevcut düzenin hakkı, hukuku ve ekmeği savunan herkes için bir tehdit unsuru oluşturduğuna işaret eden Yavaş, muhalefetin bir arada olmasından başka bir çarelerinin olmadığını dile getirdi.
Yavaş, muhalefetin her türlü zorluğun üstesinden gelmek için omuz omuza verebileceği güce sahip olduğunu belirtti. Bu sözleriyle, partisinin ve diğer muhalefet güçlerinin dayanışma içerisinde hareket etmesine olan inancını vurgulamış oldu. CHP’nin iki kurultayının iptali istemiyle açılan dava da bu bağlamda önemli bir yere sahip. Mahkemenin verdiği görevsizlik kararı sonucunda, itiraz sürecinin de devam etmesi nedeniyle duruşma tarihi olan 8 Eylül’e kadar bir belirsizlik hali söz konusu.
Bu süreç, CHP yönetimi ve muhalefet cephesi arasında tartışmalara yol açtı ve netlik arayışları sürmekte. Yavaş’ın açıklamaları, hem parti içindeki hem de genel muhalefet hareketlerindeki stratejik anlayışları şekillendirme açısından önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Gelinen noktada, CHP için bu durumu daha da yakından izlemek gerekebilir, zira 8 Eylül tarihi, yasama ve yürütme alanında muhalefet için kritik bir dönemeç olabilir.
Özetle, Yavaş’ın mahkemeye dair açıklamaları, sadece CHP için değil, muhalefetin tamamı için bir dayanışma ve adalet mücadelesi çağrısı niteliği taşımakta. Bu durum, Türkiye’deki siyasi arenada önemli bir gelişme yaratabilir ve muhalefetin birlikteliğini güçlendirebilir. Yavaş’ın bu açıklamaları, yurttaşların adalet arayışının ve ekonomik sorunlarının unutulmaması gerektiğinin altını çizmektedir. 8 Eylül tarihi, bu çerçevede yalnızca bir mahkeme duruşması değil, aynı zamanda muhalefetin geleceği için de büyük bir önem taşımaktadır.