Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından yayınlanan Aralık ayı ekonomik güven endeksi verileri, ülke ekonomisinin genel durumunu gözler önüne serdi. Yapılan açıklamalara göre, Kasım ayında 97,1 değerinde olan ekonomik güven endeksi, Aralık ayında yüzde 1,8 oranında bir artış göstererek 98,8 seviyesine ulaştı. Bu artış, ekonomik beklentilerin ve güvenin genel olarak toparlanma eğiliminde olduğunu gösteriyor.
Aralık ayı verileri detaylı incelendiğinde, tüketici güven endeksinin de önemli bir yükseliş kaydettiği görülüyor. Bir önceki aya kıyasla, Aralık ayında tüketici güven endeksi yüzde 1,9 oranında artarak 81,3 değerine ulaştı. Bu durum, tüketicilerin ekonomiye dair daha olumlu bir bakış açısına sahip olduğunu ve harcama istekliliğinin arttığını ortaya koyuyor.
Reel kesim güven endeksi ise, imalat sanayi açısından değerlendirildiğinde yüzde 0,7 oranında bir azalma göstermiş ve 102,7 değerine gerilemiştir. Bu, sanayi üretimindeki bazı belirsizliklerin veya olumsuz gelişmelerin etkili olduğunu düşündürüyor. Buna karşın, hizmet sektörü güven endeksi dikkate alındığında, Aralık ayında yüzde 2,4 oranında bir artış yaşanarak 113,6 değerine ulaşmıştır. Bu artış, hizmet sektöründe büyüme ve iyimserlik olduğunu göstermektedir.
Perakende ticaret sektöründe de benzer bir iyileşme söz konusu. Aralık ayında perakende ticaret sektörü güven endeksi yüzde 1,2 artışla 113,0 seviyesine çıkmıştır. Bu durum, perakende sektöründeki dinamiklerin ve tüketicilerin harcama alışkanlıklarının canlanmakta olduğunu yansıtmaktadır. İnşaat sektörü güven endeksi de önemli bir değişim göstererek yüzde 1,9’luk bir artışla 89,4 değerini almıştır. İnşaat sektörü, genel ekonomik güvenin bir yansıması olarak değerlendirilirken, bu yükseliş sektördeki faaliyetlerin ve yatırım iştahının artmaya başladığını göstermektedir.
Genel olarak değerlendirildiğinde, Aralık ayı ekonomik güven endeksi verileri, Türkiye ekonomisinin bazı olumlu sinyaller verdiğini ortaya koymaktadır. Tüketici ve hizmet sektörü güvenindeki artışlar, ekonomik aktiviteyi destekleyici bir unsuru teşkil ederken; imalat sanayi ve inşaat sektöründeki hafif gerilemeler ise dikkatle izlenmesi gereken noktalar olarak öne çıkmaktadır. Bu veriler, hem kamuoyunun hem de politika yapıcıların, ekonomik durumun ve olası yönelimlerin daha iyi anlaşılması açısından kritik öneme sahiptir.