Türkiye’nin iç politikası giderek karmaşık bir hale gelirken, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yönetimi, meşruluğunu büyük ölçüde ABD Başkanı Donald Trump ile bir fotoğraf karesine hapsetme çabasını gözler önüne serdi. Bu durum, geniş kitlelerden destek kaybetmiş olan Saray yönetiminin, ulusal imkânlarını ABD ile Trump’ın yanında konumlanmak adına seferber etme çabalarının bir yansıması olarak değerlendirildi. Bir başka deyişle, Türkiye’nin mevcut yönetimi, ABD’ye olan bağımlılığını adeta bir itiraf mahiyetinde ortaya koydu.
Beyaz Saray’da düzenlenen Erdoğan-Trump zirvesi, Birleşmiş Milletler 80. Genel Kurulu için ABD’de bulunan Erdoğan’ın ve Trump’ın bir araya geldiği önemli bir an olarak kaydedildi. Ancak, zirve öncesinde yaşanan gelişmeler, AKP hükümetinin Amerika hayranlığını ve bu hayranlığın nedenlerini gözler önüne serdi.
İletişim Başkanlığı, Erdoğan’ın Fox News’e, Trump’ın savaşları sona erdirme sözlerine dair ifadelerinin çevrildiği sırada anlam kaybına uğradığını iddia etti. Özellikle, ABD Dışişleri Bakanı Rubio’nun “Toplantıların bir parçası olmak için bize yalvarıyorlar” ifadeleri, tartışmalara yol açtı. Washington Ofisi, Erdoğan’ın söylemlerinde bir yanlış anlama olduğunu öne sürerken, Fox News bu çevirinin arkasında durmayı tercih etti.
ABD’nin Ankara Büyükelçisi Tom Barrack, Türkiye-ABD ilişkilerinin yıllardır devam eden S-400, F-35 ve F-16 gibi sorunlarının çözülmesi için “meşruiyet” bağlamında ele alınması gerektiği yönünde dikkat çekici ifadelerde bulundu. Barrack, Türkiye’nin savunma sanayisine yönelik katkı sağlayacak adımların atılması gerektiğini belirterek, Erdoğan’a meşruiyet verildiği takdirde büyük değişikliklerin mümkün olabileceğini dile getirdi. Barrack’ın açıklamaları, iki ülke arasındaki ilişkilerin geleceği hakkında ipuçları vermesi açısından önemliydi.
ABD merkezli Bloomberg, Erdoğan’ın uzun bir aradan sonra Beyaz Saray’a dönmesinin ve bu görüşmenin, NATO müttefikleri arasında yaşanan gerilimleri yumuşatmayı amaçladığını belirtti. Türk heyetinin, görüşmeye bir “alışveriş listesi” ile gittiği, özellikle Lockheed Martin ve Boeing’den uçak alımları ile sıvılaştırılmış doğal gaz alımları konusunda ciddi anlaşmalar yapılacağı öne sürüldü. Bu gelişmeler, Türkiye’nin uluslararası yatırımcıların güvenini kazanma çabasıyla da ilişkilendirildi.
CHP Dış Politika Koordinatörü İlhan Uzgel, Barrack’ın açıklamalarını değerlendirerek, Erdoğan-Trump ilişkisine dair önemli ipuçları sundu. Uzgel; Erdoğan’ın meşruiyet kaynağının ABD Başkanı Trump’ta aranmasında, Türkiye’nin iç güvenliği ve vatandaşı huzuru konularının ihmal edildiğini vurguladı. Sonuç olarak, Türkiye’nin mevcut yönetiminin dışarıda destek arayışına girdiği gerçeği bir kez daha gözler önüne serilmiş oldu. Barrack’ın