Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkanı İbrahim Ömer Gönül ile birlikte 22 Mayıs 2024 tarihinde gerçekleştirilen Finansal Okuryazarlık Günü programına katıldı. Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın ev sahipliğinde düzenlenen bu programda, 22 Mayıs 2024’te hayata geçirilen ‘Finansal Okuryazarlık Platformu’ndan yararlananların sayısı, verilen eğitimler ve yapılan iş birliklerine ilişkin bilgilendirme yapıldı. Ayrıca, finansal okuryazarlığın ekonomideki kritik rolüne de vurgu yapıldı.
Bakan Şimşek, programda yaptığı konuşmada 22 Mayıs’ın Finansal Okuryazarlık Günü olarak kabul edilmesinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan‘a teşekkür etti. Şimşek, finansal okuryazarlığın yalnızca bir günle sınırlı kalmayacak kadar önemli olduğunu ve yıl boyunca bir kültüre dönüşmesini arzuladıklarını ifade etti. Bu becerinin yaşam boyu gerekli olduğunu vurgulayan Şimşek, “Bugün farkındalık oluşturan bir gün. Ancak, bu bilincin yılın her dönemine yayılmasını istiyoruz.” dedi.
Şimşek, finansal okuryazarlığın tasarruf, yatırım ve borç yönetimi gibi konularda bilgi ve becerilerin temelini oluşturduğunu söyledi. Bunun ekonomik açıdan neden bu kadar önemli olduğunu açıklayan Şimşek, dünya genelindeki çalışmalara atıfta bulunarak, finansal olarak bilinçli bireylerin bulunduğu ülkelerde tasarrufların arttığını ve bu durumun ülke sermaye birikimine olumlu katkı sağladığını belirtti. Öte yandan, finansal okuryazarlığın düşük olduğu ülkelerde tasarruf açığı probleminin sıkça yaşandığını ifade etti.
Türkiye’deki finansal okuryazar oranının dünya ortalamasının altında olduğunu söyleyen Şimşek, Standard & Poor’s tarafından yapılan bir çalışmaya göre Türkiye’de finansal okuryazarların toplam nüfusa oranının yalnızca %24 olduğunu aktardı. Bu oran, dünya genelinde her 100 kişiden 33’ünün finansal okuryazar olduğu düşünüldüğünde Türkiye’nin bir eksiklik yaşadığını gözler önüne serdi.
Finansal okuryazar oranının düşük olmasının bireyleri istismara açık hale getirebileceğini vurgulayan Şimşek, 2024 yılı için cari açığın azalmasının beklendiğini, ikinci çeyrekten itibaren enflasyon oranının düşeceğini ve yerel para biriminin değer kazanacağını söyledi. Geçmişteki manipülasyonların aksine, geçen yıl cari açığın milli gelire oranının %1’in altına düştüğünü ve enflasyonun %75’lerden %44’e gerilediğini dile getirdi. Enflasyonun düşmeye devam edeceğini belirten Şimşek, hükümetin en büyük önceliğinin hayat pahalılığı ile mücadele olduğunu ifade etti.
Yeşil dönüşüm konusuna da değinen Şimşek, Türkiye’nin yenilenebilir enerji kaynaklarına olan bağımlılığını artıracağına dikkat çekti. 2003 yılından itibaren Türkiye’nin enerji ihtiyacının büyük bir kısmını petrol ve doğalgaz ithalatı ile karşıladığını, bu süreçte yaklaşık 1 trilyon dolar harcadığını hatırlatarak, yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmelerinin bu tabloyu değiştireceğini ifade etti. Şu anda Türkiye’nin toplam elektrik üretiminin %53’ünün yenilenebilir kaynaklardan elde edildiğini belirtti.
Şimşek, Türk ekonomisinin yeşil dönüşüm sayesinde gelecekte daha az dış ticaret açığı vermesi ve cari fazlaya geçmesi gerektiğini düşündüğünü ifade etti. Özellikle Karadeniz’deki doğalgaz ve Güneydoğu Anadolu’daki petrol üretiminin hızlandırıldığına vurgu yaptı. Bununla birlikte, Türkiye’nin dış ticaret açıklarının yapısal olarak azalacağına olan inancını dile getirdi. 2024’te altın ithalatı hariç Türkiye’nin cari fazla verme potansiyelinin olduğuna dikkat çekti.
Finansal eğitimin sadece gençler için değil, toplumun bütün