İsrail ordusunun Gazze Şeridi’ne yönelik operasyonları, 385 gündür durmaksızın devam ediyor. Bu süreçte, özellikle Gazze Şeridi’nin güneyinde bulunan Han Yunus kenti, sık sık hava saldırılarına maruz kalıyor. Geçtiğimiz gece, İsrail ordusu bu bölgedeki yerleşim alanlarını hedef alarak hava bombardımanı gerçekleştirdi. Filistin Sağlık Bakanlığı’nın yapmış olduğu açıklamada, bu saldırı sonucunda 14’ü çocuk olmak üzere toplamda 38 kişinin yaşamını yitirdiği bildirildi. Ölü ve yaralıların, bölgedeki Nasser Hastanesi’ne sevk edildiği ifade edildi. Saldırının ardından Han Yunus’ta büyük bir yıkım yaşandığı gözlemlenirken, Gazzeliler İsrail’in saldırı öncesinde herhangi bir uyarıda bulunmadığını kaydetti.
Öte yandan, İsrail güçleri Gazze Şeridi’nin kuzeyinde bulunan Şati Mülteci Kampı’na da saldırı düzenledi. Yerel kaynaklardan edinilen bilgilere göre, bu saldırıda en az 20 kişi hayatını kaybetti. Ayrıca, İsrail savaş uçakları yine Gazze’nin kuzeyinde yer alan Beyt Lahya kentinde iki evi bombaladı. Saldırının ilk belirlemelerine göre, bu olay sonucunda en az 20 kişinin öldüğü, çok sayıda kişinin de yaralandığı belirtildi.
Dün akşam saatlerinde gerçekleştirilen bir başka operasyon, Beyt Lahya’daki Kemal Adwan Hastanesi’ne yönelik oldu. İsrail ordusu, hastaneyi kuşatma altına alarak, sivil savunma kaynaklarına göre hastane içerisinde 150’den fazla hasta ve sağlık personelinin mahsur kalmasına sebep oldu. Bu durum, bölgedeki sağlık hizmetleri açısından ciddi bir tehdit oluştururken, hastanedeki ana oksijen istasyonunun da İsrail güçleri tarafından bombalanması sonucunda çocukların hayatını kaybettiği bilgisi verildi. Sağlık çalışanlarının da yaralandığı bu olay, hastanede yaşanan kaosun boyutlarını gözler önüne seriyor.
Bu saldırılar, devam eden çatışmaların ve insani krizin ne denli derinleştiğinin bir göstergesi olarak değerlendiriliyor. Gazze Şeridi’nde yaşayan insanlar, günlük yaşamlarını sürdürmekte son derece zorlanıyor. Hava saldırıları, sağlık hizmetlerinin aksamasına, altyapının zarar görmesine ve gıda temininde zorluklara sebep oluyor. Özellikle çocuklar, bu çatışmada en çok etkilenen gruplardan biri haline geldi; hayatlarını kaybeden çocukların sayısı ise her geçen gün artıyor. Bu durum, bölgedeki insani aciliyetin boyutlarını artırarak uluslararası toplumun dikkatini çekiyor.
Sonuç olarak, İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik bombardımanları, bölgedeki sivil halk üzerinde derin bir etki yaratmaya devam ediyor. Hem hayatını kaybedenlerin sayısının artması hem de yaralılar, sağlık hizmetlerinden yoksun kalmış insanlar, bu krizin ciddiyetini ortaya koyuyor. Uluslararası ilişkilerdeki belirsizlikler ve çatışmaların sürmesi, Gazzeli vatandaşların yaşam koşullarını daha da zorlaştırmakta ve insanların geleceğe olan umutlarını azaltmaktadır. Bu bağlamda, Gazze’de yaşananların sadece bölgesel değil, küresel bir sorun olarak ele alınması gerektiği öne çıkıyor.