İsrail, 7 Ekim 2023 tarihinden itibaren Gazze Şeridi’ne yönelik saldırılarını artırarak devam ettirmektedir. Filistin Sağlık Bakanlığı, bu süre zarfında bölgedeki kayıplara dair çarpıcı veriler paylaşmıştır. Son 24 saat içinde gerçekleştirilen saldırılarda 138 kişinin yaşamını yitirdiği, 771 kişinin ise yaralandığı bildirilmektedir. Ayrıca, daha önceki bombardımanlarda enkaz altında kalan 3 kişinin cenazesine de ulaşılmıştır. Sağlık Bakanlığı, İsrail’in 18 Mart 2025 tarihinde tek taraflı olarak ateşkes anlaşmasını feshettiği tarihi hatırlatarak o günden bu yana 9 bin 654 Filistinlinin hayatını kaybettiğini, 39 bin 401 kişinin de yaralandığını açıklamıştır.
İsrail’in Gazze Şeridi’ndeki saldırılardan bu yana, 7 Ekim 2023 tarihinden itibaren kayıplar açısından şok edici bir bilanço ortaya çıkmıştır. Sağlık Bakanlığı’nın açıkladığı verilere göre, toplam can kaybı 61 bin 158’e, yaralı sayısı ise 151 bin 442’ye ulaşmıştır. Son 24 saat içerisinde, yardım almak amacıyla hareket eden 87 kişi yaşamını yitirirken, 570 kişinin de yaralandığı kaydedilmiştir. Yardım talep ederken hayatını kaybedenlerin toplam sayısı bin 655’e, yaralananların sayısı ise 11 bin 800’e yükselmiştir. Bununla birlikte, Gazze’deki hastanelerde son 24 saat içerisinde açlık ve yetersiz beslenme gibi nedenlerle 5 kişinin daha hayatını kaybettiği belirtilmiştir. Açlıktan dolayı yaşamını yitirenlerin toplam sayısı ise 96’sı çocuk olmak üzere 193’e ulaşmıştır.
Bu veriler, Gazze Şeridi’nde yaşanan insani krizinin boyutunu gözler önüne sermektedir. Saldırılar ve buna bağlı olarak yaşanan kayıpların yanı sıra, bölgede temel ihtiyaçların karşılanamaması da ciddi bir sorun haline gelmiştir. Sağlık hizmetleri, yiyecek ve su gibi temel gereksinimlerin temininde yaşanan sıkıntılar, sivil halk arasında büyük bir çaresizliğe yol açmaktadır. Hükümet ve uluslararası kuruluşlar, bölgedeki insani durumu düzeltme konusunda acil önlemler almaya çalışırken, durumun daha da kötüleşmemesi için çabalar sürmektedir.
Gazze Şeridi’nde, halkın temel ihtiyaçlarını karşılayacak yardım malzemelerine erişimi ise oldukça kısıtlı kalmaktadır. Saldırılar nedeniyle altyapının büyük ölçüde tahrip olduğu, hastanelerin mevcut durumda ihtiyaç duydukları kaynaklara erişimde büyük zorluklar yaşadığı ifade edilmektedir. Uluslararası yardım kuruluşlarının bölgeye yönelik yardımları, sık sık yaşanan saldırılar ve kısıtlamalar nedeniyle yeterli düzeyde olamamaktadır. Bu durum, Gazze’deki insani krizin daha da derinleşmesine yol açarken, uluslararası kamuoyunun dikkatini bu trajediye çekmeye devam etmektedir.
Tüm bu olaylar, uluslararası toplumun ve hükümetlerin nasıl bir tavır alacağı konusunda büyük bir merak uyandırmaktadır. Çeşitli devletler ve uluslararası kuruluşlar, Gazze Şeridi’nde yaşanan insani krizi çözmek adına harekete geçmesi gerektiğini vurgulamaktadır. Ancak, kalıcı bir çözüm sağlanabilmesi için tarafların bir araya gelerek diyalog kurması, barış müzakerelerine dönmesi ve insanlık onuruna yakışır bir çözüm bulması gerekmektedir.