Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları (TCDD) ve İzmir Büyükşehir Belediyesi iş birliği ile işletilen İzmir Banliyö Sistemi (İZBAN) seferleri, 18 Ağustos 2025 tarihinde kamu çalışanlarının ülke genelindeki bir günlük iş bırakma eylemine TCDD personelinin katılması sonucu duraksadı. Olayın ardından seferler, 10.30 itibarıyla aralıklı olarak yeniden başlamış olsa da, tam anlamıyla normalleşmedikleri belirtildi. İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan açıklamalarda, İZBAN seferlerinin TCDD tarafından işletildiği ve tüm çalışanların da TCDD personelinden oluştuğu vurgulandı.
Açıklamada, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin, söz konusu grevin İZBAN seferlerini etkilemeyeceği yönündeki TCDD yönetimi ile yapılan görüşmelere atıfta bulunuldu. Ancak, saat 02.30 itibarıyla, trafik kontrol merkezinden gelen bilgilere göre memur personelin görev yapmayacağı ve İZBAN seferlerine sinyal vermeyecekleri bildirildi. Bu durum, seferlerin aksamasına yol açan ana etken oldu. İzmir Büyükşehir Belediyesi, bu duruma karşılık olarak, vatandaşların mağduriyet yaşamamaları için güzergah boyunca yeni otobüs hatları açtığını ve mevcut hatlara ilave otobüsler eklediğini duyurdu.
Ayrıca, İzmir Büyükşehir Belediyesi, İZBAN’ın sefer aksaklığı ile ilgili olarak hiçbir sorumluluğu olmadığını belirtti. TCDD ile İZBAN’ın işletim mantığına ilişkin yapılan açıklamada, grevin yanı sıra İZBAN seferlerinde meydana gelen aksaklıkların doğrudan TCDD’nin yönetiminden kaynaklandığı ifade edildi. Bunun yanı sıra, kamunun bilgi edinme hakkına saygı göstererek, kamuoyunu bu konudan haberdar etmek amacıyla böyle bir açıklamanın yapıldığı vurgulandı.
Özellikle günümüzde, ulaşım sistemlerinin aksamadan çalışması büyük önem taşırken, bu tür grevlerin yolcular üzerinde yarattığı mağduriyet de göz ardı edilmemesi gereken bir konudur. İzmir Büyükşehir Belediyesi, tüm bu süreç içerisinde İZBAN’ın durumu hakkında belirli bilgileri kamuoyuyla paylaşarak, sorunların çözümüne yönelik somut adımları olduğunu göstermiştir. Gelişmelerin, İZBAN yolcularının seyahat zamanlarını ve planlarını doğrudan etkilediği aşikâr. Bu bağlamda, hizmetin güvenilirliği ve sürekliliği kritik bir noktadır.
Sonuç olarak, yaşanan bu olay, yalnızca İzmir’de değil, tüm Türkiye’de demir yolları ve toplu taşıma sistemlerinin ne derece hassas bir yapıda olduğunu gözler önüne sermektedir. İZBAN seferlerinde yaşanan sorunlar ve bunun seyahat eden vatandaşlara yansıması, bu alandaki yürütme ve yönetimsel süreçlerin gözden geçirilmesi gerektiğini ortaya koyuyor. Toplu taşıma sistemlerinin sürekliliği ve kesintisizlik sağlamak için gerekli önlemlerin alınması, gelecekte bu tür durumların yaşanmaması adına büyük önem taşımaktadır.