İzmir’de Kanser Hastasına Mahkemeden Müjdeli Karar

0

BEĞENDİM

0

İzmir 1. İş Mahkemesi, kanser hastası tarafından açılan bir davada, Sosyal Güvenlik Kurumu’nu (SGK) geri ödeme listesinde yer almayan bir ilacın bedelini karşılamaya hükmetti. Bu karar, sağlık hizmetlerinin finansmanı konusunda önemli bir örnek teşkil ederken, hastaların haklarının korunması adına da önem taşımaktadır.

Karşıyaka ilçesinde yaşayan 75 yaşındaki C.A., yaklaşık bir buçuk yıl önce cilt kanseri teşhisi aldı. Doktorunun yazdığı ilacın SGK tarafından karşılanmadığını öğrenen C.A., ilacın her kemoterapi küründe 115 bin lira gibi yüksek bir maliyeti olduğunu öğrendiğinde, bu durumu mahkemeye taşımaya karar verdi. C.A., hastalığı nedeniyle bu ilaç için kendi maddi kaynaklarını kullanmak zorunda kalmıştı ve bu durum onun için ek bir yük getiriyordu.

Yapılan başvuru üzerine İzmir 1. İş Mahkemesi, alınan durumu değerlendirerek, ilacın bedelinin SGK tarafından kesinti yapılmadan karşılanmasına karar verdi. Mahkeme, kararında, Anayasanın 56. maddesine atıfta bulunarak, söz konusu ilacın kesintisiz olarak sağlanması gerektiğini vurguladı. Bu durum, SGK’nın hastaların sağlık hizmetlerine erişimi konusunda sorumluluğu olduğu gerçeğini ortaya koymaktadır.

Tüketici Konfederasyonu Hukuk Komisyonu Üyesi Avukat Mustafa Kaptan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 10 yıl önce müvekkilinin akciğer kanseri geçirdiğini ve bu süreçte yeni bir kemoterapi tedavisini kaldıramadığını dile getirdi. Kaptan, hastanın ayağının iki parmağının bu hastalık sebebiyle kesilmek zorunda kaldığını belirtti ve davanın sonucunda hastanın iki doz ilacının ücretinin iade edilmesi ile geri kalan dozların da ücretsiz bir şekilde karşılanması için mahkemenin hastanın lehine karar verdiğini ifade etti. Bu karar, yaşlı hastanın ilacının karşılanmaması durumunun sosyal devlet anlayışı ile çeliştiğini vurguladıkları bir örnek teşkil ediyor. Kaptan, bu tür davaların benzer durumdakiler için emsal teşkil etmesini umduklarını belirtti.

Bu önemli hukuki süreç, sağlık hizmetlerinin erişilebilirliğini ve kamu kurumlarının sorumluluklarını sorgulatan bir tablo oluştururken, aynı zamanda bireylerin haklarını savunma konusunda duyarlılık kazanmalarının da önemli bir örneğidir. İzmir 1. İş Mahkemesi’nin bu kararı, benzer sağlık sorunları yaşayan pek çok hastanın umut ışığı olurken, sağlık politikalarının gözden geçirilmesi ve iyileştirilmesi gerektiğine dair güçlü bir mesaj taşımaktadır.