İzmir’de Kuraklık Alarmı: Su Seviyesi Kritik Düşüşte
Görüntülenme Sayısı : 30

İzmir’de Kuraklık Alarmı: Su Seviyesi Kritik Düşüşte

6 Ağustos 2025 15:35
İzmir’de Kuraklık Alarmı: Su Seviyesi Kritik Düşüşte
0

BEĞENDİM

İzmir’de sonbahar ve kış aylarında beklenen yağışların gerçekleşmemesi, şehirde ciddi bir kuraklık tehlikesini gündeme getirdi. Kuraklıktan en çok etkilenen kaynakların başında kentin en büyük su rezervi olan Tahtalı Barajı yer alıyor. Barajdaki su seviyesi, felaket boyutuna ulaşarak yüzde 8’e kadar geriledi. Bu duruma paralel olarak, İzmir genelinde, su sıkıntısı nedeniyle planlı su kesintileri uygulanmaya başlanacak. Yetkililer, suyun tasarruflu kullanılmasına dair çağrılarını yinelemeye devam ederken, uzmanlar içme suyundan ziyade tarımsal sulamada büyük risklerin olduğunu vurguluyor.

Türkiye Bilimler Akademisi Çevre, Biyoçeşitlilik ve İklim Değişikliği Çalışma Grubu Üyesi Prof. Dr. Doğan Yaşar, İzmir’de yaşanan kuraklığın aslında yıllar önce öngörüldüğünü belirtti. Prof. Dr. Yaşar, “Uzun yıllar önce bu konuda uyarılarda bulunmuştum. 2020 yılında, ‘Kuraklık geliyor; su için B ve C planlarını yapalım’ demiştim” dedi. Kuraklık gündeme geldiğinde insanların aklındaki ilk düşüncenin kullanım suyu olduğunu savunan Yaşar, “Ancak bu benim için öncelikli bir konu değil. Seferberlik gerektiren asıl mesele tarım. Tarımda suyumuz kalmadı. Burada ciddi bir sorun var” şeklinde konuştu. İzmir’in Türkiye’nin kışlık sebze üretiminin yaklaşık yüzde 60’ını sağladığını belirten Yaşar, su kullanımının dikkatli yapılması gerektiğini vurguladı ve acil önlemlerin alınması gerektiğini sözlerine ekledi.

Yaşar, İzmir’de kişi başı su tüketiminin de Türkiye ortalamasının altında olduğunu ifade etti. İzmir’in kişi başı yıllık su potansiyelinin 600 metre küp, Türkiye ortalamasının ise 1.340-1.400 metre küp seviyelerinde olduğunu belirten Yaşar, “Su fakirliği sınırı 1.000 metre küptür. Yani İzmir, su açısından bir ‘fakir’ konumundadır” dedi. Bu sebeple suyun dikkatli kullanılması gereken en önemli şehirlerden biri olduğunu ifade eden Yaşar, şu anda yaşanan içme suyu sorununu önemli bulmadığını, asıl sorunun tarım ve enerjideki su olduğunu belirtti. Ayrıca, mevcut barajların ihtiyaçlara yanıt vermesi için yeni barajların yapılmasının gerekliliğine dikkat çekti.

Geçmişte yaşanan kuraklıkların ardından her zaman bol yağışların geldiğini de vurgulayan Prof. Dr. Yaşar, “Eylül’den sonra güzel yağışlar bekliyorum. Sert kurak dönemlerin ardından genelde güzel yağışlı dönemler gelir” dedi. Eski yıllardan örnekler veren Yaşar, “Örneğin, 2008 yılı, son 60 yılın en kurak yıllarından biriydi, fakat ardından 2009, son 100 yılın en yağışlı yıllarından biri oldu. Doğa kendini dengeler” diyerek ekledi. 1970-1979 yılları arasında ortalama yağış miktarının 609 kg iken, 2010-2019 döneminde ise bu miktarın 630 kg olduğunu belirtiyor. “Uzun vadede yağışlar çok fazla değişmez” diyerek mevcut kuraklığın birkaç yıl sonra yağışlı bir dönemin gelmesine yol açabileceğini ifade etti.

En az 10 karakter gerekli