İzmir’de Sıfır Araç Yağmurda Su Aldı!

0

BEĞENDİM

0

İzmir’de, sıfır kilometre aldığı aracının yağmurda tavandan su aldığını belirten bir vatandaş, yetkili servisten yeterli çözüm alamadığını ifade ederek mağduriyetini paylaştı. Bu durum, aracının güvenliği ve onunla birlikte yaşadığı sıkıntılar hakkında endişelerini arttırdı.

“BENİM DERDİM ARACIN NE KADAR SU ALDIĞI”

Aracını 23 Ekim tarihinde yetkili servise bıraktığını belirten mağdur sürücü, servisin ön camın sökülmesi gerektiği ve bu işlem sırasında camın kırılma riski olduğu konusunda bilgilendirildiğini aktardı. Ancak sorun sadece camla sınırlı olmadığına dikkat çeken vatandaş, “Benim derdim cam değil, aracın ne kadar su aldığı. Elektronik bölümlere gözümün önünde su gitti. Bardaklık komple dolmuş ve taşmış” diyerek yaşadığı olumsuzlukları ve riskleri açıkladı.

“22 GÜNDÜR ARAÇSIZ KALDIM”

Aracın su almasının yaratabileceği olumsuz etkilerden endişe eden vatandaş, servisten net bir çözüm alamadığını ileri sürdü. Yetkililerin sürekli olarak kendisinden ek süre istediklerini vurgulayan sürücü, “22 gün geçti ama hala bir çözüm yok. Aracım servis kapısında bekliyor, ben ise taksi, dolmuş veya dostların araçlarına mahkûm kaldım” dedi.

Daha önce araçtaki cam değişimi için kendisinden onay istendiğini ancak esas problemin görmezden gelindiğini belirten sürücü, aracının sigorta ve kasko masraflarını zamanında ödediğine rağmen mağduriyetinin devam ettiğini dile getirdi. Vatandaş, yaşadığı sorunun bir an önce çözülmesini ve aracının güvenli bir şekilde kendisine teslim edilmesini talep etti.

Bu durum, otomotiv sektöründeki müşteri memnuniyeti ve servis kalitesine dair önemli bir örnek teşkil ediyor. Sıfır kilometre bir aracın kullanıcıları, genellikle aracın performansından ve güvenliğinden endişesiz bir şekilde faydalanmak isterler. Ancak bu şekilde bir mağduriyet, tüketici güvenini zedelerken aynı zamanda markanın imajına da olumsuz etki edebiliyor.

Yetkili servislerin, böyle durumlarda müşteri şikayetlerini ciddiye alarak hızlı çözümler sunması önemlidir. Müşterinin ihtiyaçlarına duyarsız kalmak, sadece bireysel bir sorun değil, aynı zamanda sektördeki genel tatminsizliği de artıran bir durumdur. Tüketici hakları konusunda bilinçli olan sürücüler, yaşadıkları bu tür sıkıntıların çözümü için daha fazla seslerini yükseltmekte ve haklarına sahip çıkmaktadırlar.

Ayrıca, bu tarz durumlarda, diğer kullanıcıların da bilgilendirilmesi ve benzer sorunlarla karşılaşmamaları için şeffaf bir iletişim sürecinin işletilmesi gerektiği unutulmamalıdır. Sonuçta, her tüketici birer referans olabilir ve olumsuz deneyimler, bir markanın prestijine ciddi anlamda zarar verebilir.