Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Genel Sekreteri ve İzmir Milletvekili Eyyüp Kadir İnan, 9 Eylül İzmir’in kurtuluşunun 103. yıl dönümü dolayısıyla düzenlenen Zafer Yürüyüşü sırasında Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) milletvekillerinin etkinlikte yer almamasını eleştirdi. İnan, bu durumun CHP’lilerin önceliklerini gözler önüne serdiğini ifade etti. CHP Genel Başkan Yardımcısı Murat Bakan’ın İnan’a yanıt vermesi üzerine, İnan’dan sert bir karşılık geldi.
İnan, yaptığı açıklamada, “İzmir’in kurtuluşunun 103. yılında milletimizin gurur yürüyüşünde CHP’li milletvekillerini göremedik. Onlar, İstanbul’daki rant kavgaları ve koltuk pazarlıklarıyla meşguldüler” dedi. Bu ifadeleri, CHP’li milletvekillerinin 9 Eylül etkinliklerine katılmamasının sebepleri hakkında düşündürücü bir yorum olarak değerlendirmek mümkün. İnan’ın eleştirisi, sadece katılmamanın değil, aynı zamanda bu durumun arkasındaki motivasyonların da sorgulanması gerektiğine işaret ediyor.
İnan, sözlerini sürdürerek, “Koltuk ve ihale paylaşımı için sabaha kadar nöbet tutanların, 9 Eylül sabahı İzmir’in kurtuluş yürüyüşüne gelmeye hali kalmıyor” şeklinde bir vurgu yaptı. Bu ifade, siyasi partiler arasındaki güç ve iktidar mücadelesinin, zaman zaman ulusal tarih ve toplumsal değerler üzerindeki etkisini özetliyor. İnan, CHP’li vekillerin rant kavgasına düşmesini eleştirirken, bu durumun İzmirli hemşehrilerin gözünde bir değerlendirme fırsatı sunduğunu belirtti.
Ayrıca, İnan, “Milletimizin gurur gününü anmak yerine rant kavgalarına düşenlerin düştüğü seviyeyi görüyoruz” şeklinde bir çıkarımda bulundu. Bu tür değerlendirmeler, siyasetçilerin toplumsal olaylardaki katılım durumlarının kamuoyundaki yansımalarını da birlikte getiriyor. Öte yandan, İnan’ın, CHP’li vekillere yönelik “Bir sonraki yıl inşallah biraz erken uyanıp gelirsiniz” ifadesi, bu siyasi çekişmenin sadece mevcut durumu değil, gelecekteki katılımları da sorgulamakta olduğu anlamını taşıyor.
Sonuç olarak, İzmir’in kurtuluşu gibi kritik bir gündeki siyasi partilerin katılım düzeyi, hem toplumsal değerlerin sahiplenilmesi hem de siyasi rekabet algısı açısından önem taşıyor. Eyyüp Kadir İnan’ın eleştirileri, CHP’nin iç dinamikleri ile İstanbul’daki siyasi kampanya mücadeleleri arasındaki ilişkiyi de gözler önüne seriyor. Sadece siyasi bir eleştiri değil, aynı zamanda bir çağrı niteliği taşıyan bu açıklamalar, yerel ve ulusal düzeydeki siyasi dinamizmin sürekli bir parçası olarak durmaktadır.