Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Bayraklı Meclis Üyesi Cengiz Sarıoğlu, sosyal medya platformlarında Alevi vatandaşlara yönelik yaptığı açıklamalar nedeniyle ülke genelinde büyük bir tepki topladı. Bu skandal paylaşım, farklı siyasi görüşlere sahip kesimlerden ve bireylerden gelen eleştirilerle hızla yayıldı. Tepkiler arasında, Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Karşıyaka Meclis Üyesi ve Grup Başkanvekili Hasan Ünal’ın da yer alması dikkat çekti.
Hasan Ünal, Cengiz Sarıoğlu’nun sözlerine yanıt olarak, “Bu kirli dil Hazreti Ali’nin adını anmaya yetmez.” diyerek açıklamalarına başladı. Ünal, Alevi inancının temelinin Hazreti Ali’nin adalet anlayışına, dürüstlüğüne ve mazlumdan yana olan direnişine dayandığını vurguladı. Bu durum, Alevi toplumu içerisinde köklü bir gelenektir ve onların inançlarına dair bir anlayışı temsil eder.
Ünal, yaptığı açıklamada, “Biz Aleviler, kılıcımızı da sözümüzü de hiçbir zaman zalimden yana kullanmadık,” ifadesini kullanarak, Alevilerin tarih boyunca mazlumların yanında yer aldığını belirtmiştir. Özellikle Kerbela olayında susuz bırakılan mazlumların, inançları sebebiyle yok sayılanların ve ezilen halkların yanında durdukları tarihsel bir gerçekliktir. Bu bağlamda, Alevi inancı ve onun taşıdığı değerlerin tarihsel arka planını ortaya koymak önemlidir.
Ünal, Cengiz Sarıoğlu’nun Hazreti Ali’nin adını kullanarak Alevilere saldıran bir zihniyete sahip olduğunu düşünmektedir. Bu tür bir yaklaşımın, tarih boyunca zalim olan güçlerin yanında durduğunu ifade eden Ünal, bu zihniyetin Yezit’in yolunda yürüdüğünü belirtti. Bu açıklamalar, sadece bir tepki olarak kalmayıp, Alevi toplumu üzerinde derin etkiler bırakmıştır ve bu durum Alevi inancının değerlerinin ne derece savunulması gerektiğini de gündeme getirmiştir.
Özellikle sosyal medya üzerinden yayılan bu tepki, sadece siyasi bir tartışma konusu olmanın ötesine geçmekte, Alevi inancının savunulması ile toplumsal bir farkındalık yaratmaya yönelik bir çaba olarak da değerlendirilebilir. Alevi toplumunun tarih boyunca maruz kaldığı ayrımcılık ve baskılara karşı bir duruş sergilemek, bu tür olayların ardından daha da önem kazanmıştır.
Cengiz Sarıoğlu’nun ifadeleri, aynı zamanda sosyal medyada tartışmalara neden olurken, toplumsal bir bilinçlenme sürecinin de başlangıcını göstermektedir. Alevi bireylerin kimlikleri ve inançları üzerine yapılan saldırılara karşı verilen tepkiler, toplumda dayanışma ve birlik duygusunun güçlenmesini sağlamaktadır. Dolayısıyla, bu olay sadece bir meseleden ibaret olmayıp, tüm toplumun değerleri üzerine kapsamlı bir sorgulama başlatmıştır.