Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, katıldığı bir televizyon programında Türkiye’nin ekonomik durumuna dair kapsamlı değerlendirmelerde bulundu. Şimşek, uygulanan ekonomi programının hedeflerine ulaşmaya başladığını ve bu hedeflerin başında enflasyonu kalıcı olarak tek hanelere indirmek olduğunu ifade etti. Enflasyon rakamlarının düşmeye devam ettiğini belirten Bakan, aynı zamanda sürdürülebilir bir cari açık ve uzun vadede cari fazlaya geçiş hedeflerinin de öncelikli olduğunu kaydetti. Şimşek, cari açığın milli gelire oranının son dönemlerde yüzde 1’in altında olduğunu vurgulayarak, bütçe açığının öncelikle deprem sonrası toparlanma sürecinde nispeten yüksek seyrettiğini ancak burada da bir azalma yaşandığını belirtti.
Bakan Şimşek, Kur Korumalı Mevduat (KKM) uygulamasından çıkışın önemli bir hedef olduğunu ve bu uygulamanın Ağustos 2023 itibarıyla zirveye ulaştığını, şu anda ise 15 milyar doların altına düştüğünü bildirdi. Şimşek, piyasalardaki dengeleri bozmayarak bu süreci yönettiklerini belirtirken, KKM uygulamasını çok yakında sonlandırmayı planladıklarını ifade etti.
Şimşek, Türkiye’nin döviz rezervleri konusunda herhangi bir kaygı duymadıklarını vurgulayarak, 2023 Mayıs sonuna göre rezervlerin 90 milyar doların üzerinde artış gösterdiğini, brüt rezervlerin ise 55-60 milyar dolarlık bir artış kaydettiğini belirtti. Ekonomik programın dolaylı yoldan sağladığı bir başarı ile birlikte, cari açığın azaldığını ve bütçe açığının da düştüğünü ifade eden Bakan, bu programın iki büyük ekonomik şoku başarıyla atlattığını belirtti.
Yıl sonu enflasyon tahminlerine ilişkin de bilgiler veren Şimşek, son bir yılda enflasyonda 40 puanlık bir düşüş yaşandığını, mal enflasyonunun Mayıs itibarıyla yüzde 28,7’ye düştüğünü söyledi. Temel mallardaki enflasyonun yüzde 20 civarına gerilediğini vurgulayan Şimşek, hizmet enflasyonunun ise hala yüksek olduğunu ve özellikle kiraların etkisiyle yükselişin devam ettiğini ifade etti. Ancak, temel tutulması gereken unsurun enflasyonun yüzde 30’un altında olduğu ve kalıcı bir düşüş sağlanabileceği yönündeydi.
Reel sektörün 2026 yılından itibaren finansmana erişiminde önemli rahatlamalar yaşanacağını belirten Bakan, enflasyonun düşmesiyle finansmana ulaşmanın kolaylaşacağını ifade etti. Şimşek, piyasalarda öngörülebilirliğin arttığını ve istihdam ile reel gelir artışının 2026 itibarıyla kendini hissettireceğini savundu. Türkiye’de yapısal reformlarla birlikte sürekli bir refah artışı hedeflediklerini vurguladı.
Bakan Şimşek, terörsüz bir Türkiye’nin ekonomiye etkisi üzerine de önemli değerlendirmeler yaptı. Terörün Türkiye ekonomisine maliyetinin 1,8 trilyon dolar olarak ölçüldüğünü belirterek, terörün azaltılmasının Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde yatırım artışına yol açacağını ifade etti. Şimşek, bölgelerde huzur ve refah artışının gerçekleşmesiyle birlikte Türkiye’nin risk priminin düşeceğini sözlerine ekledi.
Son olarak, Türkiye’nin bölge ülkeleri ile olan ilişkilerine de değinen Bakan Şimşek, komşuların durumunun iyi olması halinde Türkiye’nin de bu durumdan olumlu etkilenebileceğine dikkat çekti. Yabancı yatırımcılar için Türkiye’nin cazibesinin devam ettiğini belirten Şimşek, yüksek büyüme potansiyeline sahip Türkiye’nin uzun vadeli yatırımlar için uygun bir ortam sunduğuna inandığını ifade etti.