Ömer Hattap Oral adında prematüre bir bebek, Diyarbakır Kadın Hastalıkları Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi’nde 12 Haziran 2024 tarihinde dünyaya geldi. Solunum sıkıntısı ve akciğer problemi nedeniyle aynı gün içinde Özel Bower Hospital Hastanesi’ne sevk edildi. Burada doktorlar tarafından sol elinde yaralar tespit edildi. İddialara göre, doktorlar yarayı önemsemedi ve sonrasında durumun ağırlaştığını fark ederek aileye bildirdi.
Ömer Hattap’ın babası Mahmut Oral, durumu şöyle anlattı: Ömer prematüre olarak doğdu ve aile olarak hastanede yoğun bakım sürecine alınacağını öğrendik. Ancak bir süre sonra sol elinde yara oluştuğunu öğrendik. Çocuk doktoru, yaranın kalıcı veya geçici bir sakatlık olabileceğini belirtti. Bebek yaklaşık 40 gün hastanede kaldı ve şu anda fizik tedavi görüyor.
Aile, hastane hizmetlerinden memnun kalmadıklarını belirterek Sağlık Bakanlığı ve CİMER’e şikayetlerini iletti. Aile, hastanenin kendilerini maddi beklentilerle hukuki olarak şikayetçi etmekle tehdit ettiğini ve ağustos ayında hastaneden kovulduklarını iddia etti. Özellikle aile, bebeklerinin günlük tedavileri ve bakımları için ekonomik olarak zorluklar yaşadıklarını dile getirdi.
Ailenin hukuki sürecini üstlenen Avukat Mehmet Taşkıran, bebeğin hastanede geçirdiği süreçte doktorların yaranın farkına geç bildiklerini ve tedavi sürecinin yetersiz kaldığını söyledi. Taşkıran, hastane yönetiminin ekonomik sebeplerle hastayı taburcu ettiğini belirtti ve bu durumu mahkemeye taşıyacaklarını açıkladı. Eğer bebeğin kalıcı sakatlık yaşarsa, maddi ve manevi tazminat davası açacaklarını belirtti.
Hastane yönetimi ise bebeğin tedavi sürecinin titizlikle yürütüldüğünü ve tıbbi komplikasyonlarla ilgili gerekli tedavilerin yapıldığını açıkladı. Yapılan açıklamada, ailenin maddi beklentilerle şikayet etme tehdidinde bulunduğu ifade edildi. Ayrıca hastanenin, hastalarına karşı çözüm odaklı bir yaklaşım benimsediği belirtildi.
Diyarbakır’da yaşanan bu olay, bebeğin sağlık hizmetlerinden yeterince faydalanamaması ve ailenin mağduriyeti üzerine yürütülen bir hukuki süreci beraberinde getirdi. Ömer Hattap Oral ve ailesi, yaşadıkları sorunun hukuki çerçevede çözülmesi için adımlar atmaya devam ediyor. Hastane yönetiminin ise konuyla ilgili olarak titizlikle açıklama yapmaya çalıştığı gözlemlenmekte. Bu yargı süreci, tıbbi hizmetlerin yeterliliği ve ailelerin gereken desteği alıp alamadığı konularını gündeme getirmesi açısından önem taşımaktadır.