Ekran Süresi: Çocuk Gelişimi İçin Tehlike!
Görüntülenme Sayısı : 663

Ekran Süresi: Çocuk Gelişimi İçin Tehlike!

ABONE OL
30 Eylül 2024 12:09
Ekran Süresi: Çocuk Gelişimi İçin Tehlike!
0

BEĞENDİM

ABONE OL

ODTÜ Psikoloji Bölümü’nden Doç. Dr. Başak Şahin Acar, çocukların sınır kavramının gelişmediğine ve günlük alışkanlıkların beyin gelişiminde önemli bir rol oynadığına dikkat çekti. Doç. Dr. Acar, “Ekran sürelerinin kontrolü konusunda çocuğun yaşı kadar, ne kadar süre ekran karşısında kaldığı ve ailenin tutumunun da oldukça büyük bir etkisi var,” dedi. Özellikle 4-5 aylık bir bebeğin eline telefon verilmesi ya da ekrana maruz kalmasının, 4-5 yaşındaki çocuklarla kıyaslandığında çok farklı sonuçlar doğurduğunu ifade etti. Daha erken yaşlarda ekran maruziyetinin artırılmasıyla bağımlılık seviyesinin de hızla yükselebileceğini belirtti. Doç. Dr. Acar, özellikle okul öncesi dönemde (3-6 yaş) televizyon, tablet ve telefon gibi elektronik cihazların bağımlılık yapma riskinin arttığını vurguladı.

Çocuklar için belirli ekran sürelerinin, özellikle günlük kullanımda önem taşıdığını dile getiren Doç. Dr. Acar, “Ebeveynlerin günde yarım saat ya da 45 dakikalık süreler belirlemesi çok önemlidir,” dedi. Eğer sınırlar koyulmadan çocukların bu cihazları kullanmasına izin verilirse, özellikle genç yaş grubunda, beyin gelişiminin olumsuz etkilenebileceğini açıkladı. Bu durum, çocukların beyin hücreleri olan nöronlar arasındaki bağlantıların, ekrana maruz kalma süresine göre gelişmesine neden oluyor. Doç. Dr. Acar, “Çocuklar, tablet veya telefon aracılığıyla gördükleri içeriğin gerçekliğini algılamaya başlıyor. Ekrandaki sürekli uyarıcılar, zihinlerinde başka bir dünyayı temsil etmeye başlıyor,” şeklinde ekledi.

Ekran kullanımının fazla olması yüzünden çocukların sosyal becerilerinin zayıfladığına da işaret eden Doç. Dr. Acar, “Ekran başında geçirilen zaman, çocukları dış dünyadan izole etmekte ve bu da onların daha agresif davranışlar göstermesine neden olmaktadır,” dedi. Ekranı kaldırdığınızda çocukların tepkilerinin sertleştiğini, saatlerce ekranla meşgul olduklarında ise karşılaştıkları durumlarda itiraz ettiklerini belirtti. Anne ve babaların, “şefkatle sınır koyma” yönteminin örneklerden biri olarak kullanabileceklerini söyleyen Doç. Dr. Acar, 0-3 yaş dönemindeki çocuklar için ekran maruziyetinin mümkün olduğunca sınırlandırılması gerektiğini savundu. Okul öncesi dönemde ise belirlenen sürelerin (örneğin, yarımşar saat veya 15’er dakika) önem arz ettiğini dile getirdi.

Sosyal medya kullanımının giderek daha genç yaşlara yayıldığını belirten Doç. Dr. Acar, bu durumun siber zorbalık olasılığıyla doğrudan ilişkili olduğunu da ifade etti. Çocukların yaş gruplarındaki diğer bireyler arasında siber zorbalık yaşama olasılığının, ekran başında geçirdikleri süreye bağlı olarak artış gösterdiğini belirtti. Bu bağlamda, çevrim içi okur yazarlığın oldukça önemli olduğunu sözlerine ekledi. Okul müfredatlarına dahil edilmesi gereken bir konu olarak, çocuklara çevrim içi ortamda nasıl davranmaları gerektiği ve tanımadıkları kişilerle nasıl iletişim kurmaları gerektiği gibi bilgilerin öğretilmesi gerektiğini savundu. Doç. Dr. Acar, günümüzde siber zorbalığın, geleneksel zorbalık kadar yaygın hale geldiğine de dikkat çekti.

En az 10 karakter gerekli