Halk TV’ye Soruşturma: Üç Gözaltı Olayı!

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun ismini açıkladığı bir bilirkişi ile gerçekleştirdiği görüşmeyi yayınladığı gerekçesiyle Türkiye gündeminde büyük bir tartışmaya neden olan gazeteci Barış Pehlivan, dün Halk TV’nin İstanbul’daki merkezinde gözaltına alındı. Barış Pehlivan’ın ardından, bu programın sunucusu Seda Selek de İstanbul’da gözaltına alındı. Ek olarak, Halk TV Sorumlu Müdürü Serhan Asker ise Ankara’da gözaltına alındı. Gözaltına alınan tüm bu isimler, Vatan Caddesi’nde bulunan İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü. Burada Pehlivan ve Selek’in ifade işlemleri tamamlanırken, Serhan Asker’in Ankara Emniyet Müdürlüğü’ndeki işlemleri de aynı gün sona erdi.

ADLİYEYE SEVK EDİLDİLER

Barış Pehlivan, Seda Selek ve Serhan Asker, gözaltı işlemlerinin ardından sabah saatlerinde adliyeye sevk edildiler. Serhan Asker, Ankara Adliyesi’nde SEGBİS (Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi) aracılığıyla ifade verirken, diğer iki gazetecinin adli süreçleri takip edildi. Bu gelişmeler, Türkiye’nin basın özgürlüğü ve adalet sistemine dair endişeleri güçlendiriyor.

NE OLMUŞTU?

Olayın temel noktası, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun 27 Ocak 2023 tarihinde gerçekleştirdiği bir basın toplantısında, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) aleyhine yürütülen soruşturmada görev aldığını iddia ettiği bir bilirkişinin ismini açıklamasıydı. İmamoğlu’nun bu açıklaması sonrasında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, İmamoğlu hakkında “Bilirkişiyi etkilemeye teşebbüs” ve “Adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs” suçlamalarıyla soruşturma başlattı. Başsavcılık ayrıca, yazılı ve görsel medyada İmamoğlu’nun açıklamalarını yeniden yayımlayan medya kuruluşları hakkında da tahkikata alınması için İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne talimat verdi. Bu süreç, basında ifade özgürlüğünün sınırları ve kamuoyuna sunulan bilgilerin niteliği hakkında tartışmalara sebep oldu.

Halk TV yayınında, Barış Pehlivan’ın ilgili bilirkişi ile yaptığı telefon görüşmesinin izinsiz olarak kayda alındığı ve ardından yayımlandığı, aynı zamanda bilirkişinin isminin, hedef gösterecek şekilde açıklanarak yargılamanın seyrini etkilemeye yönelik ifadeler sarf edildiği iddiaları gündeme geldi. Bu durum, Barış Pehlivan ve Halk TV yetkilileri hakkında “Kişiler Arasındaki Konuşmaların Dinlenmesi ve Kayda Alınması” ve “Bilirkişiyi Etkilemeye Teşebbüs” suçlarından soruşturma başlatılmasına yol açtı. İçinde bulunduğumuz bu dönemde, gazetecilik pratikleri ve yargı süreci ile birlikte toplumsal olayların nasıl yönlendirileceği üzerine sorgulamalar giderek artıyor.

Sonuç olarak, Barış Pehlivan, Seda Selek ve Serhan Asker’in gözaltına alınması, Türkiye’deki basın özgürlüğü ve ifade özgürlüğü taleplerini yeniden alevlendirmiştir. Bir yanda, yargı bağımsızlığının vurgulanması gerektiği; diğer yanda ise medyanın sorumluluğu hakkında ciddi sorgulamalar öne çıkmaktadır. Toplumun her kesiminden gelen tepkiler, bu olayın daha geniş bir bağlamda tartışılmasına neden olmakta, ayrıca duygusal ve politik kutuplaşmayı derinleştirmektedir.