Gazze Şeridi’ne yapılan İsrail bombardımanı, uluslararası camianın tepkilerine rağmen devam ediyor. 236 gündür aralıksız devam eden saldırılarda can kayıpları artarak devam ediyor. Filistin Sağlık Bakanlığı’nın açıklamalarına göre son 24 saat içerisinde İsrail güçleri, sivillere yönelik altı ayrı saldırı gerçekleştirmiş ve bu saldırılarda 75 kişi hayatını kaybetmiş, 284 kişi de yaralanmıştır. 7 Ekim’de başlayan saldırılar sonucunda toplam can kaybı 36.171’e, yaralı sayısı ise 81.420’ye yükselmiştir.
Bu saldırılar, bölgedeki insani krizi derinleştirirken, uluslararası toplumun sessiz kalması tepkilere neden olmaktadır. Filistin halkı, evlerini terk ederek güvenli bölgelere kaçmaya çalışırken, yıllardır süregelen çaresizlikleri daha da derinleşmektedir. BM Güvenlik Konseyi’nin alacağı herhangi bir kararın durumu değiştireceği umudu, halk arasında azalmaktadır.
İsrail hükümeti ise saldırıları meşru savunma hakkı olarak nitelendirirken, Gazze Şeridi’nde bulunan Hamas yönetimini hedef aldığını savunmaktadır. Ancak sivil kayıpların artması ve insani krizin derinleşmesi, uluslararası camianın bu duruma sessiz kalamayacağı endişesini artırmaktadır. İsrail’in sivil yerleşim birimlerine de saldırması, uluslararası hukuka aykırı bir davranış olarak değerlendirilmektedir.
Türkiye, tüm dünyadan gelen acil yardım çağrılarına yanıt vererek bölgeye insani yardım ulaştırmaya çalışmaktadır. Başta gıda ve ilaç olmak üzere birçok temel ihtiyacın karşılanması için çaba gösteren Türkiye, uluslararası toplumun da benzer adımlar atmasını beklemektedir. Bölgedeki çocukların ve kadınların yaşadığı travmanın azaltılması, halkın temel ihtiyaçlarının karşılanması için uluslararası dayanışmanın artması gerekmektedir.
Gazze’deki insani krizin derinleşmesi ve can kayıplarının artması, tüm dünya için büyük bir insanlık dramıdır. Uluslararası toplumun, hukukun üstünlüğü ve insan hakları temelinde bu krize acil çözümler üretmesi gerekmektedir. İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarına son verilmesi ve bölgede barışın sağlanması için tüm tarafların diplomatik çözümlere odaklanması hayati öneme sahiptir.