Son günlerde, üreticisi tarafından bebekler dahi dahil olmak üzere geniş bir kitleye hitap etmesi beklenen göz ve kulak damlalarının tanıtımları yapılmaktadır. Bu damlaların, minerallerin yüksek frekanslı birleştirilmesiyle elde edildiği ve çeşitli göz hastalıklarını, özellikle üveit, keratokonus, miyop astigmat ve glokom gibi rahatsızlıkları tedavi edebileceği iddia edilmektedir. Kulak damlası ise çınlama, vertigo ve işitme kaybı gibi rahatsızlıklara çözüm sunduğu öne sürülerek piyasaya sürülmüştür. T.Y. isimli bir kullanıcının beyanlarına göre, damlaların çoğunlukla askeri personeller tarafından kullanıldığı, 30’dan fazla hasta üzerinde denendiği ifade edilmiştir.
Ancak bu iddiaların ciddiyetine dair endişeler söz konusudur. Göz Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Gökhan Deda, göz hastalıklarının yalnızca damla ile tedavi edilemeyeceğini belirtmektedir. Dr. Deda, tedavi süreçlerinin çok daha karmaşık olduğuna işaret ederek, “Tıp, bütünsel bir değerlendirme gerektiren bir alan. Her hastanın durumu farklıdır ve bu nedenle her hasta için farklı tedavi yaklaşımları geliştirmek zorundayız” demiştir. Dr. Deda, “Bu tür damlaların etkisinin ve güvenirliliğinin kayıtsız şartsız kabul edilemeyeceğine” dikkat çekiyor. Aynı zamanda, Sağlık Bakanlığı onayı alınmamış ürünlerle tedavi uygulamanın risklerinden bahsederek, “Eğer kullanılan damlanın gerçekten faydalı ve güvenilir olduğunu düşünselerdi, Sağlık Bakanlığı’nın onayını mutlaka paylaşırdılar” ifadelerini kullanmıştır.
Bunun yanı sıra, halkın bu tür tedavi yöntemlerine karşı dikkatli olması gerektiğini vurgulayan Dr. Deda, hekim kontrolü olmadan ilaç kullanılmaması gerektiğini belirtmiş ve “Telafisi mümkün olmayan sonuçlarla karşılaşabilirler” diyerek uyarıda bulunmuştur. Kullanıcıların yalnızca “güvenli” olarak tanıtılan ürünlere güvenmelerinin tehlikeli olabileceğine dikkat çekiyor.
Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Erkan Vuralkan, damlaların tedavi süreçlerinde yeterli olmayabileceğini ifade ederek, “Böyle hastalıklarda, tek bir damla ile tedavi sağlamak genellikle doğru değildir” demektedir. İşitme kayıplarının çok çeşitli nedenlere bağlı olabileceğine değinen Vuralkan, tedavi süreçlerinin çok yönlü ve karmaşık olduğuna vurgu yapmıştır. “Orta kulağa kadar gitmeyecek bir damlanın kana karışması mümkün değildir” diyerek tedavi yöntemlerinin sadece damla kullanımına dayanamayacağını belirtmektedir.
Prof. Dr. Vuralkan, güvenilir bir tedavi süreci için Sağlık Bakanlığı’nın standartlarına uygun ürünlerin kullanılması gerektiğini dile getirirken, henüz ruhsat almamış veya deneyimlenmemiş moleküllerin doğrudan piyasaya sürülmesini eleştirmiştir. Herhangi bir ilacın güvenilirliğinden söz edebilmek için detaylı çalışmalar yapılması, dozajların belirlenmesi ve yan etkilerinin tespit edilmesi gerektiğini ifade eden Vuralkan, bu süreçlerin özenle gerçekleştirilmediği takdirde sağlık açısından ciddi riskler doğurabileceğine dikkat çekiyor.
Kısacası, göz ve kulak damlalarının tedavi edici iddialarına karşı dikkatli olunması gerektiği vurgulanmaktadır. Sağlık uzmanları, bu tür ürünlerin kullanımı hakkında hekim tavsiyesi alınmasının önemini sıkça belirtmektedir. Herhangi bir tedavi uygulamadan önce mutlaka uzman bir hekime danışılması gerektiği, aksi takdirde ciddi sağlık sorunları ile karşılaşılabileceği uyarıları ön plana çıkmaktadır. Halkın bu konuda daha bilinçli ve dikkatli olması gerektiği yönünde yapılan çağrılar, sağlık sisteminin bütünlüğü ve hastaların güvenliği açısından kritik bir öneme sahiptir.